Hücum Ribaundu | Kokoskov kumarı!

NBA'de asistanlık yapmış birini takımın başına getirmenin farklı bir transfer olduğunu vurgulayan Murathanoğlu, "Igor Kokoskov bir kumar; çünkü EuroLeague seviyesini bırakın, milli takımlar dışında, Avrupa'da bir takım çalıştırmadı. Ama Yugoslav ekolünden geldiği için Avrupa basketbolunu bilmiyor da değil" ifadesini kullanırken, Bilgin Gökberk ise "Fenerbahçe 'Final Four'lara alıştı, eğer bu başarı gelmezse Kokoskov'un işi zor" diyor.



Türk spor medyasının duayen isimleri Bilgin Gökberk ve Murat Murathanoğlu, Hücum Ribaundu’nun bu bölümünde, yaz dönemine damga vuran konulardaki görüşlerini belirtti.

Fenerbahçe’nin bütçe küçültüp yeni bir döneme girdiğini değerlendiren Gökberk ve Murathanoğlu, pandemi sürecinin ardından NBA’de de İspanya’da Baskonia’nın şampiyonluğu gibi sürpriz bir hikâyenin yaşanabileceğini düşünüyor.

- Obradovic sonrası Kokoskov dönemi için neler söylersiniz?

B.G.:
Obradovic'ten sonra kim gelirse gelsin işi zor. Bizim bildiğimiz 1 sene çalışmak istemediği... Kokoskov'u basketbol dünyası tanıyor, kim olduğu belli Slovenya Milli Takımı'yla EuroBasket şampiyonluğu daha dün gibi. Ama Türkiye'de göstereceği performansı bilmemiz mümkün değil.

FARKLI SAVUNMACI BİR FENERBAHÇE İZLEYECEĞİZ

M.M.:
Igor Kokoskov, Yugoslav ekolü ama 20 yıldır milli takımlar hariç, NBA’de çalışan bir koç. Bunların bir sezonu hariç, hepsinde asistan olarak çalıştı. Son zamanlarda da çaylak koçların baş asistanı oldu; Cleveland’da Mike Brown’ın yanında başlayarak. İşte, Quin Snyder var, son olarak Sacramento’da Luke Walton vardı.

Şimdi tabii ki biraz farklı bir boyut olacak ama herkes, özellikle de uzun yıllar NBA’de asistanlığını yaptığı koçlardan biri olan Alvin Gentry, çok tempolu basketbolu seven bir koç. Zaten Kokoskov asistan olarak Clippers’ta onunla başladı ve 3 yıl onunla çalıştı. Phoenix’e gitmesinin nedeni de, Gentry’nin asistanlığını yapmaktı. Ama öyle deli dolu, hızlı bir basketbol bekleyenler yanılacak; çünkü yapılan transferlerde de görüyoruz ki savunmaya önem veren bir koç.

Yaratıcı ve oyuna hakim gardları çok seviyor. Zaten Slovenya’yı Avrupa şampiyonu yaparken Goran Dragic ile Luka Doncic, takımın gardlarıydı. O açıdan farklı bir Fenerbahçe izleyeceğiz. Tempolu oynayan doğru gardlar bulunduğu takdirde, onlara biraz daha serbestlik ve yaratıcılık hakkı tanıyan; ama savunmada switchleri yapan, savunmaya önem veren bir Fenerbahçe izleyeceğiz.



ÖYLE ŞEYLER YAPTI Kİ OBRA HEP HATIRLANACAK

B.G.:
Burada Gherardini'nin Kokoskov tercihine saygı duymak lazım. Obradovic ile uzun yıllar beraber çalışan Gherardini, yeni kurulacak takım için Zeljko Obradovic'ten de görüş alıp, bu tercihte bulunmuştur herhalde. Beklemek lazım.

Türkiye'ye ve EuroLeague'e adapte olup olmayacağı önemli ve tabii ki Fenerbahçe Yönetimi'nin neyi hedeflediği bir de yeni koça ne kadar bütçe vereceği...

Fenerbahçe Obra ile öyle bir 7 yıl geçirdi ki hep en tepeye en üst düzey oyuncularla oynadılar. Bütçe çok yüksekti. Fenerbahçe, hem camiasını hem taraftarını Final Fourlara alıştırdı. Dediğim gibi Kokoskov Final Four dışında kalırsa işi zor, eleştirilecektir. Obradovic hep akla gelecektir, hep hatırlanacaktır.

- Fenerbahçe'nin bütçeyi küçültmesi için yorumunuz nedir?

M.M.:
Obradovic bu sene kalsaydı, takımın bütçesi 20 milyon olacaktı; ama Obradovic kalmadığı için o daha da aşağıya çekildi. Şimdi Maurizio Gherardini’nin, son 6 yıldaki hedeflerinden uzaklaşmadan, bu bütçe ile bir takım kurması gerekiyor.

Tabii ki burada kumar oynaması gerekiyor; ama bu kumarda iyi hesaplanmış, well-calculated gamble olması gerekiyor. Bu transferlerin hepsini bir süredir takip ettiriyor. Çünkü bu kadar çabuk ve sıfırdan başlayacak bir takımda transferler bu kadar hızlı yapılamaz. Kokoskov da bir kumar; çünkü EuroLeague seviyesini bırakın, milli takımlar dışında, Avrupa’da bir takım çalıştırmadı. O açıdan bir kumar; ama Yugoslav ekolünden geldiği için ve NBA’e, daha ziyade NCAA’e gitmeden önce, Avrupa basketbolunu bilmiyor değil.

20 sene NBA’de asistanlık yapmış birini getirmek, farklı bir transfer. Bakalım, şu anda kağıt üstünde Fenerbahçe’nin ilk hedefinin play-off olması gerekiyor. Transfer dönemi daha bitmedi; ama Efes’in geçen seneki kadrosunu koruması, Barcelona’nın, Real Madrid’in, CSKA’nın üstüne koyması ki, CSKA şu anda EuroLeague’in en iyi uzun rotasyonuna sahip.

Milano, sil baştan diyerek kağıt üstünde yine müthiş transferler yaptı. Yani, bu takımların şu anda Fenerbahçe’den birkaç adım önde olduğunu söylemek mümkün. Çünkü hemen hemen yepyeni bir takım kuruluyor. Fenerbahçe’de o açıdan taraftarın biraz sabırlı olması gerektiğini düşünüyorum.

B.G.: Ülkede para yok. Herkes ekonomik olarak zor durumda, Merkez Bankası'nda para yok, böyle bir dönemde bütçeler küçüldü diye hiçbir spor kulübünü eleştiremezsiniz. Türkiye'deki bırakın kurulları, kuruluşları, şirketleri her ailenin bütçesi küçüldü, Fenerbahçe'nin küçülmeye gitmesi de normal.

EFES'İN Kİ 'BUSİNESS' BİR KARAR"

- Kadroyu büyük ölçüde koruyan Anadolu Efes'in izlediği yol için neler söylersiniz...

B.G.:
Türkiye'deki ekonomik sıkıntılar nedeniyle tüm branşlarda çok üst düzey oyuncu, koç beklememek lazım. Bu konuda Avrupa Birliği (AB) ülkeleri daha şanslı Efes koç tercihlerinde uzun yıllar parayı sokağa attı. Geçen seneki Anadolu Efes'i bizim seyrettiğimiz gibi başkan ve yöneticiler de seyretti. İki ligde de liderken, liglerin yarım kalması belli ki yönetimi de hem üzmüş hem motive etmiş. Takımı dağıtmayarak bu sene de aynı yatırım yapıyorlar. Bence de doğrusunu yaptılar.

Hem koç hem takım geçen sene gösterdiği performans ve başarıyla bu seneki yatırımı çok net hak etti. Takım birbirine çok uyumlu, kimyası çok üst seviyedeydi. İki oyuncunun bile gitmesi büyük zarar verebilirdi Efes'e, en doğrusunu yaptı.

Uzun yıllar sonra ilk defa çok ciddi bir takım oldular ve bu takımı bozmadılar. Başkan Tuncay Özilhan başarılı, akıllı bir iş adamı, hayatının yarısını bu kulübe adadı. Aldığı bu karar hem sportif hem de 'business' bir karar.



FİNAL SERİLERİ 5 MAÇ OLABİLİRDİ

- Almanya ve İspanya’da ligler kaldığı yerden geçici formatlarla tamamlandı. Almanya’da Alba Berlin ve İspanya’da Baskonia şampiyon oldu. Ergin Ataman, Baskonia’nın şampiyonluğu sonrasında, bu maçların oynanmaması gerekirdi dercesine Baskonia ve İspanya Ligi’ne tebriklerde bulundu. Sizce Ataman haklı mı?


M.M.: Şimdi, İspanya'daki şampiyonluk biraz yazı-tura gibiydi. Yarı finaller bir maç, final bir maç. Sadece oynanmış olmak için bir play-off. Baskonia, yarı finali de finali de bir basketle kazandı.

B.G.: Bu tip finişlerde her türlü sürpriz olabilir, Real Madrid ve Barça hayal kırıklığı yaşadı. Barcelona nihayet koç değişikliğine gitti. Ergin Ataman bu sezon bir koçun yaşayabileceği en kötü, en talihsiz sezonu yaşadı. İki ligi de belki de zirvede bitirecekti.

Ataman'ın İspanya Ligi'ni kullanarak, hem EuroLeague'e hem de bizim federasyona "laf sokması" normal. EuroLeague'i şampiyon bile bitirebilirdi. Net olarak pandemiden en çok zarar gören koç.

M.M.: Ergin Ataman’ın bir şey söylemesi normal. Zaten her konuda bir yorum yapmadan rahat olmuyor. Şimdi böyle bir şampiyona da, bırak Fenerbahçe’yi; Karşıyaka’yı herhangi bir takım birer maç kazanarak Efes’i eleseydi, böyle mi konuşurdu? Hayır, böyle konuşmazdı.

Tabii ki buradaki takımlar, profesyonel takımlar. NCAA’in televizyon gelirlerini artırmak için uyguladığı formatın burada geçerli olduğunu hiçbir şekilde düşünmüyorum. Final serisinin 5 maç üzerinden olması lazım ki, gerçekten kimin daha iyi olduğu ortaya çıksın. Bir şey olsun da ne olursa olsun diye bakanlar için, tamam o da bir görüş. İşte İspanya, ligi oynattı ama ne yarı final ne de final, normal bir sezonun yarı finaline ve finaline benzemedi.



BİR BASKONIA DA NBA'DE ÇIKABİLİR!

- Bu zorlu süreçte NBA de devam eden liglerden biri oldu. Ancak bazı oyuncularda Covid-19 testleri pozitif çıktı, bazı basketbolcular da bu durumdan etkilenerek Orlando’da düzenlenecek ligin kalan bölümünde oynamama kararı aldı. Bu durum, NBA’in gelecek sezonunu nasıl etkiler?

B.G.:
Bütün dünya aynı süreci yaşıyor. Baskonia sürprizi NBA'de olabilir. Türkiye'den örnek verirsek, pandemi öncesi futbolda Galatasaray en üst seviyeye çıkan takımdı, pandemi sonrası maç kazanamadı! Bu sürecin psikolojik yönünü de gösteriyor.

M.M.: Orlando, o ortamda Disney World’de şampiyonayı tamamlayamazsa, sadece NBA’i gelecek yılını değil, basketbolda birçok ligi etkileyecek. Onun için de ne yapıp ne edip NBA o ligi oynatmak istiyor. Çünkü Sefolosha’nın (lokavt sırasında Fenerbahçe’de oynamıştı) enteresan bir açıklaması var; "Houston Rockets’ta 2-3 oyuncuda koronavirüs çıktı. Ben de gitmiyorum" dedi. Ama bu oyuncuların isimleri hiçbir yerde açıklanmadı.

NBA, panik yaratmadan bir şeyler yapmak istiyor. Bir planları vardır herhalde. Karantinada mıdırlar acaba? Çünkü Sefolosha’nın söylediğine herhangi bir itiraz veya düzeltme gelmedi. Bu da enteresan. Ama artık oynatmaya mecbur kaldılar. Çünkü orada oynatamazsan, hiçbir yerde oynatamazsın. Disney World’ün içindeki, ESPN Wide World Of Sports tesislerinin bir benzeri, dünyanın hiçbir yerinde yok.

Yedi tane balo salonunu da antrenman sahasına çevirdiler. Aynı tesis içinde 10-11 tane basketbol salonu olan, maçları oynayacağı yerler olan başka hiçbir tesis yok. Bu olmazsa, Amerikalıların bakış açısından bu iş olmayacak. Çünkü 3 hafta orada kalıp, 'Ben sıkıldım, dışarı çıkacağım' diyenler olacaktır. O ortamı Almanlar veya Japonlar yakalamış olsaydı, hiçbir aksama olmadan sezonu bitirirlerdi. Belki de hiç kimse maçlar ve antrenmanlar dışında odasından çıkmazdı. Ama ABD'lilerin bu işlere bakış açısı biraz farklı.

Tabii ki 'Siyahi Hayatlar Önemlidir' (Black Lives Matter) için de bulunamayacak bir nimet. Bu nedenle LeBron James gibi, Chris Paul gibi lider oyuncuların herkesi toplayıp, ‘Lütfen, bu 2.5 ay bizim için sesimizi duyurmak açısından müthiş bir fırsat.

Herkes çok dikkatli olsun, özverili olsun, kimse odasından çıkmasın ve kurallara bire bir uyulsun’ diye bir toplantı yapması gerekecek. Yoksa, canı sıkılan orada dışarı çıkabilecek. O açıdan mecbur ama çok büyük bir şey olursa… NCAA’de Amerikan futbolu antrenmanları başladı ama hemen durduruldu. Çünkü 22 kişide, hatta Clemson’da 34 kişide, 3-4 idmandan sonraki ilk testler sonucunda pozitif vakalar çıktı. Öyle bir şey olmadığı takdirde, NBA mutlaka ve mutlaka oynanacaktır diye düşünüyorum.



- Kalan bölümde NBA'de şampiyonluk favoriniz hangi takımlar?

M.M.:
Yani, şimdi bu ligde ne olacağı belli olmadığı için, favori söylemek de çok zor. Ama önemli bir yıldız, yarı finallerde veya finallerde koronavirüs olursa? Nasıl tahmin edebilirsin ki?.. Mümkün değil böyle bir şey!

Ama sezona hiçbir şey olmamış gibi bakarsak, Batı’da Lakers ve Clippers en büyük favoriler olarak görülüyor. Doğu’da da Milwaukee Bucks. Celtics de olabilir. Kötü bir sezon geçiren Philadelphia da toparladıysa, bir ihtimalleri var; kadroları hiç fena değil. Ama burada kimde ne çıkacak?

Korona’nın etkisi sadece hastalanma değil. Orada 2.5 ay kalacak oyuncuların psikolojisi ne olacak? Maçlara konsantrasyonu ne olacak? Yani bunu değerlendirirken, psikolojik açıdan liderleri sağlam olan takımların avantajlı duruma geleceğini düşünüyorum; ama insanoğlu da böyle bir şey yaşamadı daha önce. Şundan veya bundan etkilenmez diyemiyorsun; orası ayrı. Yaşayıp görmek lazım. Utah Jazz, Rudy Gobert’te virüs çıktığı ilk günden bu yana, onunla Donovan Mitchell’ın arasını henüz düzeltemedi. Hâlâ yadırgayanlar var. Diyelim ki, kurallara uymadan, “Ben bunaldım” deyip dışarı çıkan, içeriye de sonra koronavirüs olarak giren biri takım arkadaşına virüsü geçirdi. Takım arkadaşlarının ona bakış açısı değişecek. Ya da farkına vardılar; girer girmez karantinaya aldılar. Bu takımı yarı yolda yalnız bıraktı düşüncesi hakim olabilecek.

Geri döndüğünde (tabii ki öyle bir süreç olursa) adamların ilişkisi hiç eskisi gibi olamaz diye düşünüyorum. O açıdan iki Los Angeles favori gibi gözükse de, sürprizlere gebe bir şampiyona olacak. Nasıl İspanya’da, normal şartlarda bir Real Madrid – Barcelona finali bekleniyor olsa da olmadı; burada da herhangi bir şok sonuç, hiçbir şekilde beni şaşırtmaz.

B.G.: Murat Türkiye'de NBA'i en iyi takip eden 2-3 kişiden biri, yani aynı düşünceler benim için de geçerli. Fakat Covid-19'u ve Baskonia'nın şampiyonluğunu unutmayalım. Normal bir sezon olsa ben de Murat'a tamamen katılıyordum; ama bu sene sürpriz de yaşanabilir. Bu süreçte kendini daha iyi hazırlayan takım, sürpriz yapıp şampiyon olabilir.

hücumribaundu muratmurathanoğlu bilgingökberk ribaunddergisi nba kokoskov fenerbahçe efes