HAYAL KIRIKLIĞI YARATAN 5 KOÇ
Türk basketbolu birçok yıldız basketbolcuya ev sahipliği yaptığı gibi Avrupa'nın en değerli koçlarına da vitrin oldu. Kimileri Obradovic gibi başarılarını burada da devam ettirirken, kimileri de CV'lerinin altında performanslar sergileyerek görevinin başında fazla kalamadı. Ribaund Dergisi olarak ligimizde hayalkırıklığı yaratan 5 koçu masaya yatırdık...
Ali KONAVİÇ
5- Velimir Perasovic (2016/17, 2017-)
Anadolu Efes’e iki farklı dönemde gelen Perasovic, zaman zaman performansını yukarı çekip olumlu sinyaller verse de, iki Efes döneminde de gönderilmekten kurtulamadı. Özellikle Baskonia ve Valencia ile önemli işlere imza atan Hırvat koç, Efes’te bir türlü istediği yapıyı oturtamadı. İkinci döneminde Olympiakos karşısında 2-1’den verilen ve final four biletinin kaçmasına sebep olan seri Efes kariyerinin kırılma anıydı. İkinci sezonunda kurduğu kadroyla çok eleştirilen ve bu eleştirilerin birçoğunun haklı çıkmasına engel olamayan Perasovic, yine aynı akıbeti yaşayarak takımdan ayrıldı.
4- Erman Kunter (Beşiktaş 2012-13, Galatasaray 2017-)
Türk basketbolunun gerek oyuncu gerekse koç olarak en önemli isimlerinden biri olan Erman Kunter son Beşiktaş ve Galatasaray maceralarında hayalkırıklığı yarattı. Fransa'da yaşadığı başarıların temel unsuru olan takım kimyasını Türkiye'de bir türlü yakalayamayan Erman Kunter, Fransa Ligi'nden getirdiği oyuncuların kalitesiyle de çok eleştirildi. Her iki kulüpte de ciddi ekonomik sıkıntılar içerisinde görevi devralan Kunter, biraz da bu yüzden sezon akarken çözüm üretmekte zorlandı. Elbette çeşitli dış etkenler sonucu etkilemiş olsa da, Kunter yakın Türkiye maceralarında hayalkırıklığı yarattı.
3- Henrik Dettmann (Beşiktaş 2015-)
Alman koç gelirken Beşiktaş taraftarını kesinlikle heyecanlandırmıştı. Alan paylaşımı, tempo ve şuta dayalı oyun stiliyle 'Alman ve Fin Milli Takımları'nda dikkat çekici işlere imza atan Dettmann, benzer bir yapıyı Beşiktaş’ta kurabilecek miydi? Şüphesiz taraftarın beklentisi buydu. Ancak açıkçası hiç de böyle olmadı. Beşiktaş’ta istediği oyuncuları ve oyunu bir türlü bulamayan Dettmann, Finlandiya’daki ‘underdog’ sempatisine de sahip değildi. Bir an evvel yarı final, final seviyesine dönmek isteyen kulüp, Dettmann’la anlaşarak yolları ayırdı.
2- Dusan Ivkovic (Anadolu Efes 2014/2015, 2015-)
Ivkovic’i izah etmek için uzun uzun yazmaya gerek yok. Efsane bir koçun ötesinde, Avrupa basketbol tarihine geçmiş bir basketbol bilgesiydi. Obradovic gibi bir efsane bile onun tornasından geçmişti. Doğrusu Ivkovic’in Efes’e geliş şekli gibi gidiş şekli de kötü oldu. Kimilerine göre Efes’e gelmeden önce zaten gayrıresmi olarak koçluğu bıraktığını çevresiyle paylaşmış ancak bu yüklü emeklilik ikramiyesine hayır diyememişti. Hoş performansı aslında bundan fazlasıydı. Çeyrek finaldeki rakip Real Madrid olmasa belki de, Final Four gelebilirdi. O seride neredeyse tüm ilk yarıları önde geçen taraf Efes olmuştu. Ivkovic’in Türk basketboluna bir diğer kazandırdığı da Cedi Osman’a kattıkları oldu. Ancak büyük resme bakıldığı vakit beklenti/sonuç açısından Ivkovic, isminin altında kaldı ve hayalkırıklığı yarattı.
1- Simone Pianigiani (Fenerbahçe 2012-13)
Siena’yla İtalya Ligi’ni domine eden Pianigiani, Fenerbahçe Ülker’e çok büyük beklentiler ve güçlü bir bütçeyle geldi. Pianigiani’nin Siena’daki gibi sağlam bir yapıyı Fenerbahçe’de de oturtması bekleniyordu. Ancak parkedeki görüntü bu beklentileri karşılamak bir yana tam bir faciaya dönüştü. Pianigiani’nin takımı, EuroLeague’in karikatür takımlarının başında geldi. Bir türlü form yakalayamadı. Pianigiani de kriz yönetmek konusunda tam anlamıyla sınıfta kaldı. Öte yandan sezonun belirli bölümlerinde hastalığını bahane eden koç ülkesine gidip geldi. Bu da krizi derinleştirdi. Neticede İtalyan koçun Fenerbahçe kariyeri büyük hayalkırıklığı ve maddi kayıplarla sona erdi.