Fenerbahçe 10'ları hiç unutmadı
Sarı-lacivertli formayı kimi çok kimi daha az giydi... Ama herbiri Fenerbahçe Doğuş'un basketbol serüveninde silinmez izler bıraktı. Kanarya'nın potasından gelip geçen 10 unutulmaz yabancı oyuncuyu sizler için derledik.
Ozan ERMİŞ
10- Mahmoud Abdul-Rauf
1998-99 sezonunda Fenerbahçe'ye transfer olduğunda çoğu basketbolsever inanamadı. Abdoul-Rauf belki de o tarihe kadar yolu ligimize düşen en büyük NBA yıldızıydı. Asıl ismi Chris Wayne Jackson olan ABD'li oyuncu, İslam dinine geçince ismini değiştirdi. 1990 NBA draftında Denver Nuggets tarafından 3. sırada seçilen, ardından Sacramento Kings ve Vancouver Grizzlies formaları giyen, faul kaçırmamasıyla ünlenen ve bir dönem NBA'in serbest atış yüzdesinde hep zirvede yer alan Mahmoud Abdul-Rauf'u ligimizde yalnızca bir sezon izleyebildik. Onda da Fenerbahçe'nin ilk kez mücadele ettiği EuroLeague'de her iki grup aşamasından da başarıyla çıkarak son 16'ya kalmasında önemli pay sahibi oldu.
9- Conrad McRae
Sarı-lacivertli forma altındaki performansı kadar hazin hayat hikayesiyle de unutulmaz bir isim Conrad McRae... Smaçları ve pota altındaki spektaküler hareketleriyle Fenerbahçe'ye şov basketbolunu getiren yıldızların başında gelir. ABD'li basketbolcu çok gençken Washington tarafından draft edilmesine rağmen NBA'de oynamadan ligimizin yolunu tuttu. 1993-94'te Sarı-lacivertli formayı terletirken, bir sezon bile taraftarların sevgilisi olmasına yetti. Avrupa'ya gittikten sonra 1998-99 sezonunda iddialı bir takım kuran Kanarya'nın çağrısına kayıtsız kalamadı ve yuvaya döndü. Kalp spazmı geçirmesine rağmen basketbol sevgisi yüzünden sporu bırakmayan McRae, henüz 29 yaşında ülkesindeki bir spor salonunda geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda ederken, Sarı-lacivertli sevenlerini de derin bir üzüntüye boğdu.
8- Damir Mrsic
2001-2002'de Fenerbahçe'ye transfer olan Boşnak basketbolcu önce yalnızca bir sezon sarı-lacivertli formayı giydi. Kanarya'nın ardından kariyerine Rusya'da devam eden başarılı forvet, 2004'te Fenerbahçe Ülker'den bir kez daha transfer teklifi aldı ve asıl serüvenine o zaman başladı. Basketbolu bıraktığı 2010'a kadar Fener'in en iyi oyuncularından biri olarak kabul edilen Mrsic, ilerleyen yaşına rağmen Türkiye'nin en iyi dış şutörleri arasında kendine yer buldu. Oyunculuğu dışında yakışıklılığıyla da özellikle kadın basketbolseverlerin beğenisini toplayan Damir, 2010-2012 yılları süresince sarı-lacivertlilerin takım menajerliğini üstlenerek camiaya bağlılığını kanıtladı.
7- Willie Solomon
“İki tarafı keskin bıçak” tanımını tam anlamıyla hak eden oyuncu şüphesiz Willie Solomon'dan başkası olamaz. Ülkemizde Efes forması da giyen ABD'li guard, Fenerbahçe'ye 2006-07'de transfer edildi. O sezon Aydın Örs, ertesi sezon da Bogdan Tanjevic koçluğunda iki şampiyonluk yaşadı. Yıldız oyuncu zaman zaman dengesiz ve takımın başına iş açan hareketlerine karşılık taraftar tarafından çok sevilmişti ve zaferlerde büyük payı vardı. “King Solomon” lakaplı oyuncu son sezonunda disiplinsizliği ile bardağı taşırıp kadro dışı kalmasına rağmen halen Türkiye Basketbol Ligi'nin gördüğü en yetenekli oyunculardan biri olarak anılır.
6- Calvin Roberts
Listemizde yer alan en eski isim. Ali Şen, 1982'de Fenerbahçe başkanlığına seçildiğinde basketbolu ayağa kaldırmaya karar vermişti. ABD'li oyuncu da o dönem sarı-lacivertli ekibe transfer edilirken, kendisine biçilen misyon doğrultusunda hiç vakit kaybetmeden takımı sırtlamaya koyuldu. Efe Aydan gibi bir efsaneyle oynayan Calvin Roberts, basketbolseverlerin kalbinde ayrı yeri olan Spor ve Sergi yıllarının en önemli kahramanlarındandı. 2.02 gibi o dönem çok uzun sayılabilecek boyuyla pota altında krallığını kuran ABD'li, hem iyi skorer hem de ribauntlarda etkiliydi. Fener'de çok başarılı olmasına rağmen kazanamadığı şampiyonluk tek eksiğiydi.
5- Sarunas Jasikevicius
Avrupa basketbolunun simge isimlerinden Jasikevicius, Türkiye'ye geleceğini açıkladığında bu spora gönül veren herkesin kalp atışları hızlanmıştı. Her fırsatta basketbol için doğduğunu açıklayan Litvanyalı – ki böyle bir ülkede başka ne için doğacaktı!- saha içindeki liderliğiyle sarı-lacivertlilere çok şey kattı. Deneyimli gardın yolu ligimizle kariyerinin sonlarına doğru kesişse de 2010-11 sezonunda Aydın Örs'le kazanılan şampiyonluk ve Türkiye Kupası'nda önemli rol oynadı. Kimbilir; Fenerbahçe'ye EuroLeague şampiyonluğuyla taçlanan basketbol kültürünün yerleşmesi anlamında da büyük payı olan Litvanyalı belki bir gün coach olarak yuvasına geri döner!
4- Dallas Comegys
1995 yılında Fenerbahçe'ye transfer edilen ABD'li Comegys için “Ekpe Udoh'un sarı-lacivertli takımdaki atası” diyebiliriz. 1998'e kadar pota altının tek hakimi oldu. Özellikle 90'ların ikinci yarısında yeniden atağa kalkan Kanarya'da, vatandaşı Henry Turner ve İbrahim Kutluay ile beraber unutulmaz üçlünün en önemli sac ayaklarından biriydi. Hücum ribaundları, blokları ve mücadeleci ruhuyla Fener'in cesur yüreği benzetmesini alan Dallas, 1995-96 sezonunda Koraç Kupası'nda ribaund krallığına ulaşmıştı. Ancak ülkemizde bir bar çıkışında karıştığı ve yaralandığı kavga, sarı-lacivertli takımdaki kariyerinin beklenenden erken bitmesine neden oldu.
3- Henry Turner
O da 1995'te geldiği Fenerbahçe'yi skor anlamında sırtladı. Başarılı forvet, Sarı-lacivertlilerin 1996 ve 1998 yıllarında play-off yarı finali oynamasında, 1996'da tarihinde ilk kez Koraç Kupası çeyrek finaline yükselmesinde, 1997 yılında Saporta Kupası'nda grup lideri olarak tur atlayıp son 16'ya kalmasında hep başrollerdeydi. Özellikle İbrahim Kutluay ile beraber rakip savunmacılara korku salan, hücum gücü çok yüksek bir ikili oluşturdular. Turner, F.Bahçe'deki üç sezonunda sırasıyla 22.4, 23.1 ve 17.5 sayı ortalamalarıyla oynadı. Son senesinde Türk vatandaşlığını da alarak, ligimizde Hakkı Uzun adıyla boy gösterdi.
2- Ekpe Udoh
Onu anlatmaya kelimeler yetmez... İki sezon oynadığı Fenerbahçe'ye en derin izi bırakan yabancılardan biri oldu Udoh. Sarı-lacivertli takımın belki de gelmiş geçmiş en iyi uzunu olan ABD'li pivot, pota altındaki savaşçılığı, öldürücü blokları, isabetli şutları ve her şeyden önemlisi müthiş karakteri ile adını kulüp tarihine altın harflerle yazdırdı. Takımın onun olduğu iki sezonda bir Avrupa şampiyonluğu, bir de Avrupa ikinciliği kazandığını hatırlatmak verdiği katkıyı anlatmak için yeterli olur sanırım. Aynı zamanda Atatürk sevgisiyle taraflı tarafsız tüm basketbolseverlerin gönlünde taht kuran Ekpe, sezon başında Utah'a giderek sarı-lacivertlilerin kalbinde derin bir yara açtı.
1- Bogdan Bogdanovic
1- Fenerbahçe taraftarlarına “Kimler geldi, kimler geçti... Hiçbirisi senin kadar sevilmedi” şarkısını söyleten Bogdanovic, tarihi EuroLeague şampiyonluğundaki performansıyla listemizin ilk sırasında olmayı hak etti. Obradovic'in yetenek vadeden bir yıldız adayı olarak ligimize getirip usta ellerinde işleyerek tam bir “winner” haline getirdiği Sırp skorer, özellikle Panathinaikos serisinde destan yazdı ve dev kupanın yolunu açtı. Sezon başında ise arkasında gözü yaşlı milyonlarca Fenerbahçe taraftarı bırakarak, NBA'de Sacramento'nun yolunu tuttu. Ancak sarı-lacivertliler, Bogdan'ın attığı ölümcül üçlüklerin ardından kafasını sallayarak geri koşmasını hiç unutmuyor. Ve bir gün söz verdiği gibi yuvaya geri döneceğini umuyor.