ELVEDA BEYAZ GÖLGE 

Basketbolumuza kattıklarıyla, yoktan var ettikleriyle, renkli kişiliği ve yaşam sevgisiyle bir efsane olan İsmet Badem, 6 Eylül'de son aşkı 'Demir Atı' Motosikleti üzerinde, sevgili dostu Battal Durusel'in resmi göğsünde hayata gözlerini yumdu.

BURÇİN BADEM
 
İsmet Badem, 30 Eylül 1945 yılında Bursa’da doğdu. Babası Orhan, Sanat Okulu’nda öğretmen ve aynı zamanda futbol hakemiydi. Annesi Nermin Hanım ise çok kitap okuyan bir cumhuriyet kadınıydı.

1912 Balkan Savaşı’nda Bosna’dan Sakarya’ya göçmüş bir ailenin torunu olarak spora hem fiziksel hem de ruhsal yakınlığıyla erken yaşta atletizm ve futbolla ilgilendi.
Disk ve çekiç atmada gençler rekorları kırdı.

Çok iyi bir kaleciyken, o zamanlarda bazı olaylar nedeniyle futbolu bırakmaya karar verdi.
Bu kısımlarda açıkçası babamın anlattıklarından çok çocukluk arkadaşlarının onun hakkındaki hikayeleri ayrı bir yazı konusu olur.

Tabii ki bu olaylar sırasında en büyük aşkı motosikletle 14-15 yaşlarında tanıştı.
Yazları panayırlarda motosiklet kiralar, gösteriler yapardı.
 
İLK İŞİ SMAÇ BASMAK

Yirmi yaşına gelip askere gittiğinde atletizme devam ederken, Türk sporunun önemli taşlarından Yücel Seçkiner onu ilk kez basketbol topuyla tanıştırıyor. Basketbola ilgili hiçbir fikri olmayan İsmet Badem’in yaptığı ilk hareket ise potaya smaç basmak…
 
Jandarma Gücü’nde başlayan basketbolculukta Beşiktaş, Kurtuluş, Kadıköyspor, Samsunspor, Fenerbahçe, Yeşilyurt (antrenör/oyuncu) formalarını giydi.
Yirmi yaşında başlayan basketbolculuğu hiç spor yaralanması (sakatlık) yaşamadan 31 yaşında bıraktı.

Yeşilyurt Spor Kulübü’nde hem antrenörlük hem de oyunculuk yaparken bir kulübün küçücük bir kayıkhane ve oyun salonundan şu anda sosyal ve spor tesis olarak örnek olacak bir tesis olmasında büyük pay sahibi oldu.

Yeşilyurt Spor Festivalleri’yle basketbol, sutopu, yüzme, yelken, voleybol, tenis, atletizm branşlarını aynı organizasyon altında toplayıp binlerce insanı sporla bir araya getirdi.
 
TRANSFER ÜCRETİ 8 AYAK BUZDOLABI!

İsmet Badem koçluğunda Yeşilyurt Basketbol Takımında forma giyenlerden aklımda kalanlardan bazıları, şu anda bazılarının isimlerini zor hatırlıyorum bazılarının ise soyadlarını unuttum. Bu yüzden kusuruma bakmasınlar… Turgut Koşar, Hasan Arat, Hakan Büyükbayrak, Varujan, Hakkı, Tolga Tuğsavul, Ergin Ataman, Cihangir Sonat, Ferit, Hakan Aydınol, Mustafa Ekber, Tunç, Hüsnü Genç, Gökhan Taştimur, Bülent Abi, İkizler Levent ve Bülent, K... Hakan, (lakabını artık buraya yazamam) Çilli Hakan, Hakan Kütükçüoğlu (Latka), Faruk Sile, Serdar Saatçioğlu, Saim, Kadir…
 
Eskiden basketbol bir iş dalı değildi. Kendini ve aileni geçindirmek için mutlaka “GERÇEK” bir işin daha olmalıydı. Basketbol oynarken Garanti Bankası ardından Uluslararası Ticaret Bankası’nda çalışırken Beşiktaş’a transfer ücreti olarak sekiz ayak buzdolabı almıştı. Spor Sergi’deki maçlara ve antrenmanlara Sirkeci’deki işinden çıkıp, annemle yürüyerek gidip, ardından Bakırköy’deki eve Sirkeci’ye geri yürüyüp trenle giderlermiş.
 
KOMORLAR'DA BİR ŞANTİYE ŞEFİ

Ardından ticarete atılamaya karar verir. Ama iki sene başarıyla ihracat yapan deri konfenksiyon atölyesi 1974 Kıbrıs Hareket sonrası ambargo nedeniyle batınca devlet memurluğuna geçer ve icra memurluğuna başlar. 1976-77 Sezonunda Fenerbahçe’de son sezonu sonrası Yeşilyurt’a geçer ve 1985 yılına kadar icra memurluğu ile beraber spora hizmete devam eder. Dönemin önemli müteahhitlik firması Kazım Bektaşoğlu tanışan İsmet Badem 1985 yılında Madagaskar’ın Komor Adaları'nda bir petrol iskelesi inşaatında şantiye şefi olarak görev alır. Proje mimarı arkadaşı Bilgör’ün adada ani vefatı ile projenin tamamlanması için tek Türk olarak Komorlar’da kalır ve halen de faaliyetini sürdüren petrol iskelesi söz verilen tarihte tamamlanır.
 
SEDDÜLBAHİR'E AŞIK OLUR...

Bu sırada da annemin dedesinin kurucusu olduğu Çanakkale Seddülbahir Köyü'ne gider ve resmen aşık olur. Bir köy evi alarak yaz aylarını burada geçirmeye başlar. Tarihin en önemli noktası, Çanakkale Savaşları’nda ilk şehit’in verildiği Seddülbahir Köyü’nde, Gelibolu Yarımadası’nın en ucundaki en son eve sahip olmanın gururuyla ömrünün son gününe kadar yaşadı.
 
TÜRK BASINININ DON KİŞOT'U!

Komor Adaları'ndan döndükten sonra gazeteciliğe başladı. Tercüman Gazetesi ve Basket Dergisi’nde yazılarıyla sporseverler farklı bir insana tanıklığa başlar. Erol Aksoy’un basketbol sevgisi ile beraber SHOW Grubu Murat Murathanoğlu – İsmet Badem ikilisine ev sahipliğine başlar. Ardından Doğan Medya ile Fanatik Gazetesi ve sonrası dünyada ilk olarak bir haftalık basketbol gazetesi olan Fanatik Basket’in hayata geçişi…
 
Türk spor tarihinde basketbol bir direniş hikayesi olarak yer almaya başladı. Yel değirmenleriyle savaşan Don Kişot gibi zaman zaman zorlanan İsmet Badem ve genç ekibi gazetecilikte yeni bir döneme imza attı. Binlerce panelde çocuklara basketbolu sevdirmeye çalıştı ki, bunda başarılı oldu.

Şimdi onunla büyüyen milyonlar çocuklarını ellerinden tutup basketbol oynamaya götürüyor, basketbol seyrettiriyor, basketbolu yaşattırıyor.
 
BAŞKENT'TEKİ JEST DUYGULANDIRDI

En son Ankara’da Karadağ ile oynadığımız milli maç öncesindeki Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) tarafından gerçekleştirilen anmada salondaydım. Tribünde oturmama rağmen beni tanıyıp yanıma gelen, taziyede bulunan yüzlerce genç aile beni çok duygulandırdı. Kırgınlıkları da oldu tabii ki…
 
BIRAK DA MOTORUN ÜZERİNDE ÖLEYİM

Aort ameliyatı sonrasında en son şubat ayında ona, "400 kiloluk motosikletin Harley Davidson’nun yerine iki tane 250’lik motor alıp birini Antalya diğerini ise Çanakkale’ye koyalım. Hem yaşın var, hem de seni ikiye böldüler; eskisi gibi güçlü değilsin" dedim. Bana döndü “Salonda ölmek en büyük hayalimdi ama buna izin vermediler. Bırak da motorun üzerinde öleyim, lütfen karışma. İstediğim gibi sona gideyim” diye cevap verdi.
 
KOŞAR, DURUSEL VE DODO ONU KUCAKLAYACAK...

Evet, kırgındı bazılarına… Her zaman ufak bir çocuk gibiydi. Sevilmeyi severdi. Kolay kırılır, kolay affederdi. Şimdi öbür tarafta onu bekleyen dostlarının yanında. Başta Turgut Koşar, Battal Durusel ve Dodo onu kucaklayacak. İsmet Badem, Türk sporunun eşi benzeri olmayan bir değeriydi. Onun oğlu olmaktan gurur duyuyorum.
 
Çağla'dan dedesine...

Hayatımızda bazı anlar vardır, çok net hatırlarız; ama nedenini bir türlü anlamayız. Daha ben 4 yaşındayken sadece uçağa binmeyi sevdiğim için yolda yürürken bir anda arkanı dönüp “Hadi Kıbrıs’a gidelim! Pasaportun yanında mı? “ diye sormuştun, ben de bunun ardından babaanneme dönüp “Maceraperest dedem!” demiştim ve en erken uçak biletini alıp atlayıp gitmiştik.

Hâlâ şaşırdığım bir durumdur ki, o yaşta daha hayatımda öyle bir kelime duyup duymadığımdan emin bile değilken, ağzımdan bu kelimeler süzülmüştü. Çünkü gerçekten öyleydin. Sen hayatımda gördüğüm en özgür ruhlu insanlardan biriydin ve yaşamayı çok iyi biliyordun.

Motor senin tutkundu. O sana, sen ona, birbirinize çok yakışıyordunuz. Sana verilen hayatın hakkını vererek, korkusuz ve tutkulu bir şekilde “yaşamayı” seçtiğin için sana çok saygı duyuyorum. Bir daha hayata gelsen yine bu şekilde yaşayıp, bu şekilde aramızdan ayrılmayı tercih edeceğini de biliyorum. Senden çok şey öğrendim, daha da öğreneceğim, daha çok anlayacağım seni. Böyle dev bir dedeye sahip olduğum için çok mutluyum. Seni, saatlerce süren sohbetlerimizi çok özleyeceğim. Nerede, ne şekilde, nasıl isen huzurlusun, biliyorum. Seni seviyorum.
Çağla Irmak Badem

burçinbadem i̇smetbadem basketbol