Efes o kupaya hiç bu kadar yakın olmadı!
Murat Murathanoğlu ve Bilgin Gökberk lacivert beyazlıların geçen yıl eşiğinden döndüğü EuroLeague'de bu yıl mutlu sona ulaşabileceği konusunda birleşti.
Murat Murathanoğlu ve Bilgin Gökberk lacivert beyazlıların geçen yıl eşiğinden döndüğü EuroLeague'de bu yıl mutlu sona ulaşabileceği konusunda birleşti.
Hücum Ribaundu’nun bu bölümünde Bilgin Gökberk ve Murat Murathanoğlu, Anadolu Efes’in çıkışı, Fenerbahçe Beko’nun son dönemdeki düşüşü ve Shane Larkin’in milli takım oyuncusu olma ihtimali ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
- Anadolu Efes hem EuroLeague’de hem de BSL’de zirvede. Performanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bilgin Gökberk: Murat ne der; bilmiyorum ama bence Ergin Ataman’ın bir üst gruba geçtiği sene oldu. Avrupa’dan dört tane koç sayarsan, bunlar dan birisi Ergin Ataman’dır. Hiç kimsenin düşünmediği iki tane oyuncuyu bulup (Micic ve Larkin) Avrupa’nın en iyi ikilisini yarattı.
Murat Murathanoğlu: Larkin’i Fenerbahçe istiyordu. Parası yetmedi. Hiç kimsenin düşünmediği deme yani.
B.G.: İkisini birden yan yana oynatması mesela.
M.M.: Onu Arroyo – Sinan (Güler) ile de yapmıştı.
B.G.: McCollum’la da çok başarılı olmuştu. Yani, her lige göre, kendi sistemine göre oyuncu bulabiliyor.
- Efes’in uzun zamandır bir hayal kırıklığı vardı. Özellikle EuroLeague bazında. Başarının sırrı Ataman’da mı diyorsunuz?
M.M.: Ben hep aynı şeyi söylüyorum. Bilgin ile bu konuda pek göz göze gelemiyoruz; ama guardları ve strech 4’ü yakaladığı zaman, Ergin Ataman başarılı oluyor. Arroyo, Mulaomerovic ve şimdi Larkin ile bir üst seviyeye çıktı. Ama dediği doğru. Micic’i de yanında bulundurmak da bir artı. Ama onu yakalayamadığı zaman, Toney Douglas, Russ Smith... O zaman da başka bir şey üretmekte zorlanıyor.
B.G.: Yazın Alaçatı’da sormuştum Ergin Ataman’a, “Nasıl bir kadro kurdun?” diye. “İlk defa istediğim gibi bir kadro kurdum. Eğer bir aksilik olmazsa, son 4 yaparız. Bu sene finale kalacak kadroyu kurduk” demişti. Nitekim kadroyu kurdu.
M.M.: Geçen seneki kadroyu koruması, en büyük avantajı. Final Four’a kaldıktan sonra tek maç olduğu için… Final ile Final Four arasında çok büyük bir fark yok. Onu da söyleyeyim.
B.G.: Ergin Ataman’ın bir özelliği var. Hücum basketbolu oynatıyor. Hoşuna gidiyor insanın. Her oyuncu bire bir hücum edebiliyor. O tarafı hoşuma gidiyor. Basketbola renk katıyor. Pesic, insanı basketboldan ne kadar soğutuyorsa…
M.M.: Sanırım sen eski Yugoslav ekolüne karşısın?
B.G.: Değilim. Tam tersi.
M.M.: Tanjevic’i de eleştiriyordun o dönemde.
B.G: Tanjevic ayrı. O dönemin öyle yazılması gerekiyordu. Yoksa, o Yugoslav patentli hocalara hastayım yani. Onlar kurmuşlar sistemi. Hoca Yugoslavlar’dan. Menajer Yugoslav, oyuncular oradan buradan. O yüzden Ergin Ataman’ın tarzı daha da hoşumuza gidiyor. Şimdi Obradovic ile Ergin Ataman arasında, saha dışında fark var yani. Obradovic, bir telefonla istediği menajere, oyuncuya ulaşabiliyor. Büyük ve hak ettiği bir arka bahçesi var.
ATAMAN'I OTELE NASIL ALMAZSIN!
M.M.: Ergin de ulaşıyor.
B.G.: Bebek Oteli’ne almıyorlar Ergin Ataman’ı daha. Yazık günah. Obradovic’i Bebek Oteli’ne almasalar, bugün o otel yoktu orada. Tamam; tarzı, tavrı bir başka. Sevmeyebilirsin Ergin Ataman’ı; o ayrı. Ama Allah’ın oteline nasıl almazsın! Tadı kaçıyor bu işin. Kendi ülkesinde otele giremiyor adam. Ama Ergin Ataman bunlarla besleniyor. Ergin Hoca’yı motive ediyor. Kesinlikle ona yarıyor böyle şeyler.
- Efes’in kadro yapısını konuşsak, yapılanmayı nasıl buluyorsunuz?
M.M.: Moerman’ın sakatlanması, sonunda artı olarak dönecek. Çünkü onu iyileşmeden oynatmayacak. Hatta belki form tutmadan oynatmayacak. Singleton çok şey katıyor takıma. Şimdi uyum da sağladı. Ama bence esas olan, kadroyu koruması çok önemli. Genelde sil baştan yapan takımları görüyoruz. Devamlı bir arayış içindeler. Efes kadroyu korudu. Singleton gibi çok yerinde bir transfer yaptı bana sorarsan.
B.G.: Pleiss’tan çok verim alıyor.
M.M.: Pleiss beni çok şaşırttı. Dunston olmadan Efes’in maç kaybetmemesi çok büyük bir başarı.
EFES KENDİ SEYİRCİSİNİ OLUŞTURDU
B.G.: Bir de Efes bir seyirci yarattı. Bir Efes seyircisi oluştu.
M.M.: Bilgin’in söylediği en önemli şey, Efes izlenen bir basketbol oynatıyor. Şimdi Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, yani Fenerbahçe taraftarı dışında, herkes Efes’i destekliyor.
B.G.: Aslında Türkiye’de taraftarlık son senede çöktü. Kendi oyuncunu ıslıklama, küfretmeler, sosyal medyada belden aşağı konuşmalar… Bugün normal grup taraftarları, kendi maçlarına gideceğine, Efes’in maçlarına gitmeyi tercih ederler. Efes’in maçlarında çok fanatik insanlar yok tribünlerde; ama Efes’i seven insanlar var. Efes düzgün bir basketbol oynuyor. Biraz daha şölen havasında geçiyor.
NAUMOSKI'NİN İŞİ DAHA ZORDU
- Peki, iki dönemi de izlemiş insanlar olarak, Naumoski’li Efes mi, Larkin’li Efes mi?
M.M.: O zamanki basketbolla şimdiki basketbol çok farklı. 34 maç oynanan bir EuroLeague’de 5 buçuk oyuncuyla başarı yakalamak çok zor!
B.G.: O zaman Petar Pilsen’di. Başlığı da ben atmıştım. Hatırlıyorum. Efes hakikaten Petar Pilsen’di. Larkin daha o seviyeye gelmedi yani. Larkin 1-2 senedir oynuyor.
M.M.: Naumoski’nin en büyük özelliği, bir inancı yerleştirdi. Larkin, o inancın olduğu bir ülkede, Naumoski’nin yarattığı takıma geldi. Naumoski’nin işi daha zordu. Şimdi, bugünün Efes’inde Ufuk Sarıca, en iyi yıllarındaki haliyle yine oynar. Tamer Oyguç doğru kullanılırsa, yine oynar. Onlar dışında, rahmetli Conrad McRae oynardı.
- Larkin’in 49 sayılık rekoruna gelirsek, onu nasıl değerlendiriyorsunuz?
M.M.: Onun öyle maçları var. Kendisi de söylüyor, “Çember bana okyanus gibi geniş geliyor” diyor. O tür şeyleri var yani. Yetenekli bir oyuncu. Çok şaşırtıcı değil yani. Rakam olarak 49 belki biraz uçuk ama 35-30… İlk çeyrek 0, ikinci yarı 20 sayı. Öyle maçları var yani.
B.G.: Türkiye’de o, NBA’de Doncic. Bu senenin iki oyuncusu. Bence de Murat’ın anlattığı gibi 49 sayı. Bazen öyle oluyor. Yapacak bir şey yok. Ama ilginç bir oyuncu. Şahsi de oynamıyor. Takım için oynuyor. Değil mi yani? Takım için oynayıp da bu kadar skorer bir oyuncu olmaz yani.
M.M.: Yani, topu ona vereceksin. O bir şey yaratıp doğru yerlere gideceksin.
B.G.: Cumhurbaşkanı bile devreye girdi. Bu kadar gündem arasında, “Böyle başarılı bir basketçiyi milli takımımızda da görmek isteriz” dedi.
- Siz ne diyorsunuz Larkin’in milli takım formasını giymek için?
M.M.: Şu an Wilbekin var. Larkin ile kıyaslayacak olursak, neler diyebilirsiniz? Şu an oynamış üç devşirme oyuncudan en faydalı Emir (Preldzic) oldu milli takım açısından. Ben biraz Ufuk Sarıca’nın Shane Larkin’e evet demesi... Bence “Bobby Dixon’ın Kar şıyaka’da olduğu dönemi, milli takımda Larkin ile yakalar mıyım?” diye düşünüyor.
B.G.: Yakalayabilir de…
B PLANI OLMASI LAZIM
M.M.: Ben şöyle bir başka bakış açısı getiriyorum. 4 Haziran’da NBA Finalleri başlıyor. 23 Haziran’da Olimpiyat elemeleri başlıyor. Milwaukee’nin bu sene final yapması bekleniyor. Ersan İlyasova orada. Eğer Milwaukee final oynarsa, Ersan’ın yerini kim alacak? Çünkü uzun rotasyonumuz hakikaten çok zayıf. Çekya maçından bir maç önce, uzatmaya giden ABD maçında, Ersan’ın pili bitti. Feci durumda kaldık.
Cumhurbaşkanı bu kadar istiyorsa, bir Larkin ve bir de B planı, ikisini birden Türk yapmak lazım. Birden fazla devşirme yapan veya oyuncuların form durumuna göre değişiklikler yapan milli takım örnekleri var. Eğer böyle bir imkan varsa, sonuna kadar kullanılıp önümüzdeki 2-3 yılın da garantisini sağlamak lazım. Gönül ister ki, hepsi Türk olsun ama öyle bir oyuncu üretimi yok şu an Türkiye’de.
B.G:Ben ithal pirinç yiyorsam, Larkin’den de rahatsız olmam. Bu kadar tuhaf gelmiyor yani. Ben de gelmesini isterim Türk milli takımına. Oyuncun da yok. Yetiştiremiyorsun. Kusura bakma. En son Türkiye’den önü açık olacak basketbolcu kim var sence?
M.M.: Furkan Korkmaz.
B.G: Başka yok şu an. Geçenlerde Orhun Ene geldi. İsim vermeyelim; 1-2 tane milli oyuncu var şu an veya EuroLeage’deki Türk oyunculardan bazıları hakkında, “Bizim dönemimizde oynuyor olsalar, hiçbiri sahaya çıkmaz. Hepsi tribünde oturur.” dedi. Böyle bir süreçten geçiyoruz.
M.M.: Harun şu an 19 yaşında olsa, “İKİNCİ DONCIC'İN GELİŞİ” diye başlık atılabilirdi yani.
B.G: Oralardan buralara geldiysek, oyuncu çıkmıyorsa, oyuncu alacaksın. Türkiye’nin çok iyi guardları vardı. Her takımda vardı. Şimdi yok.
BÖYLE OYNARLARSA PLAY-OFF TRENİ KAÇAR
- Fenerbahçe Beko'nun EuroLeague performansına gelirsek?
M.M.: Fenerbahçe, bu uzun rotasyonuyla, puan durumunu al önüne; yukarıdaki takımların hiçbirini yenememiş.Uzun rotasyonuna baktığın zaman, Real Madrid’in uzun rotasyonu mu, CSKA'nın mı, Fenerbahçe’nin mi? Şu an basketbol, guardların oyunu oldu ama özellikle Fenerbahçe gibi düzen takımlarında, uzunların da çok önemli bir görevi var. Alçak posttan oyun kurabilmek için Kalinic’i, Datome’yi oraya sokuyor. Bu sene, kadro mühendisliğinde, Vesely’nin sağlam döneceği üzerine yapılan bütün hesaplar, bence şu anda Fenerbahçe’nin bulunduğu noktanın birinci izahatı.
B.G.: Her şey de değişebilir ama.
- Fenerbahçe Beko için play-off treni kaçar mı?
M.M.: Böyle oynarlarsa kaçar tabi. Niye kaçmasın? Şimdi Panathinaikos maçının son topu için EuroLeague ilk defa özür diledi. Nasıl olduysa o da… Özür dileyeceksen, CSKA finalinden de özür dile. Ama şöyle bir şey var; aynı şey Efes için de geçerli olacak. Yukarıdakileri rahatsız etmeye başladığın zaman, hakikaten çok kuvvetli olman lazım. Hakemleri pes ettirmen lazım. Fenerbahçe’nin öyle bir kadrosu yok bu sene. Efes’in olabilir.
B.G.: Sen hakem diyorsun ama ben de şunu anlayamıyorum. Her şey hakem hatası mı? Son maç çok belirgin de, ben son 20 senedir, dinlediğim her basket maçında; Avrupa takımlarıyla oynadığımız maçlarda, hep hakemle bizi yenmişlerdir.
M.M.: Sen benim maçları dinledin o zaman.
B.G.: Yok, buna İsmail Şenol da dahil. Şimdi de dinliyoruz mesela. Bir de hakemsiz anlat maçı. Bir görelim.
M.M.: Hakem de sahada…
B.G.: 30 sayı fark yemişsin herhangi bir takımdan. Yok İspanyollar şöyle kurgularlar vs. Hep bunlarla büyüdük. Hep İspanyollar artisttir, insanları kandırırlar, ahlaksızdır. Tamam da anlatma bunları bu kadar artık. Hep bu anlatılır bize. Ben daha hatırlamıyorum. Bizi yendiler diye anlatan bir anlatıcı görmedim.
- Efes'le başladık Efes ile bitirelim, tüm zamanların en iyi Efes 5’i?
M.M: Petar Naumoski, Vasilije Micic, Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur, Bryant Dunston (6. Adam: Shane Larkin),
B.G: İlk 5'e de 6. adama da katılıyorum. Bir 7. Mirsad Türkcan'ı eklemek istiyorum.
- Hayal kırıklığı yaratan Efes 5’i?
M.M.: Igor Rakocevic, Jordan Farmar, Scooty Hopson, Stanko Barac, Esteban Batista
- En iyi Efes koçu?
M.M.: Aydın Örs ve Ergin Ataman.
B.G.: Kesinlikle öyle.