Curry'nin İspanya şubesi: Sergio Llull
'Tek haneli sayılarda kalsa bile, sanki çok fazla sayı atmış hissiyatı veren bir lider. Neredeyse herkes, NBA'de hiç oynamayan en iyi basketbolcu olarak kesinlikle bu ismi söyleyecektir; Sergio Llull!'
BERTAN ERMAN
2006-2007 sezonundan bu yana Real Madrid’de oynayan ve 13 sezon boyunca ulusal ve uluslararası turnuvalarda şampiyonluklar yaşayan İspanyol oyun kurucuyu bu kadar farklı
kılan özellikler nelerdir? Birçok özellik var...
Llull, gerek hücumda, gerek savunmada öyle bir performans ortaya koyuyor ki, “Varlığı yeter!” sözünü resmen çıktığı parkelere yansıtıyor. En kötü olduğu dönemlerde bile… Benim Sergio Llull’ü dikkatli bir şekilde takip etmem, 2014-2015’te şampiyon oldukları THY EuroLeague’in çeyrek final serisi ve yarı final maçı ile oldu ve o günlerden bugüne kadar, izlediğim her Real Madrid maçında, sahaya çıktığı anda gözlerim bu adamın üzerinde…
Bahsettiğim sezon, çeyrek final serisinde Anadolu Efes’i, ev sahibi oldukları Final Four 2015’teki yarı final maçında da, tarihinde ilk kez yarı finale çıkan Fenerbahçe’yi geçmişlerdi.
Llull’de dikkatimi çeken ilk şey şutları oluyor. Real Madrid’in hücumda öyle bir düzeni var ki, Llull de bu düzenin en önemli parçası. Seri paslaşmalar ve doğru şut seçimi, tempolu hücumlar… İşte Llull’de 5 yıldır gözlemlediğim, bu sistemde doğru şutu buluyor. Ya da paslaşmalara da gerek yok; Llull olur olmaz yerlerden kendi yeteneklerini ortaya koyup üçlükleri atıyor.
Bazı maçlar çok yüzdeli atmıyor ama atıyor. Tek haneli sayılarda kalsa bile, sanki çok fazla sayı atmış hissiyatı veriyor. İspanyol Curry, deyim yerindeyse, EuroLeague izleyicileri üzerinde bir 'Mandela Etkisi' yaratıyor.
Örnek verecek olursak, 8 sayı attığı maçlarda bu 8 sayıyı öyle bir şekilde atıyor ki, “Yine atıyor, yine atıyor!!!” dedirtiyor. Birbirinden ilginç son saniye basketleri de cabası… Sergio Llull sadece şut bazında değerlendirilecek bir isim değil. Real Madrid’in hücum sistemi malum ve Llull bu sistemde sadece atmıyor; attırıyor.
O momentumla Rudy Fernandez’e, Facundo Campazzo’ya, Anthony Randoph’a ve daha birçok kişiye yaptığı asistlerin çoğu da doğru asistler oluyor. Savunmadaki Sergio Llull de bir başka etkili… Hücumcuya karşı koridor bulmakta zorlanacağı bir şekilde yaptığı yakın savunma, rakip oyun kurucuların istediği hücumları gerçekleştirmesine mani oluyor. Ancak Llull, teknik yetenekleri haricinde, basketbolun mental ve psikolojik yönünü de iyi oynuyor.
Girdiği ikili mücadelelerde, birçok İspanyol gibi, o da tiyatral yeteneklerini ortaya koyuyor ve bazı hakemler, olmayan faulleri bu yüzden verebiliyor. Yaptıkları itirazlar da ayrı bir mesele…
Sonuç olarak, eğer bir Real Madrid taraftarıysanız, Sergio Llull bizde deyip sonsuza kadar şükredebilirsiniz. Eğer rakip takım taraftarıysanız, sinirleriniz oynayabilir. Daha ziyade oynar. Lakin, Llull’e tarafsız açıdan bakacak olursak, böyle bir yeteneği izlediğimiz için şanslıyız.