Çalışkan | Kamer Bayraktar
İBB'li Kamer Bayraktar: "Sporla ilk tanışmam Fenerbahçe Futbol Okullarında oldu. İlkokul birinci sınıftaydım ve sol kanat oynuyordum. Okuldan öğretmenim Fırat Güler, 'Ailen uzun, ayakların hızlı ve fiziğin de iyi. Basketbola başlamayı düşünür müsün?' dedi ve sonra basketbola geçiş yaptım ve o dakikadan sonra herkesten fazla çalıştım..."
TOLGA YENİGÜN
Boyum yaşıtlarıma göre uzundu. Yeteneklerimi tam sergileyemediğimi hissediyordum etrafımdakiler iyi olduğumu söyleseler de... Kendime, “İnsanlar iyi hissetmem için mi böyle söylüyor?” diyordum. Bu, beni ben yapan olay oldu. Bundan sonra inanılmaz bir hırsla, “İleride değil de şu anda iyi olacağım. Ne yaparsan yap herkesten fazla çalış” diyerek ilerlemeye başladım.
Bir idman varsa iki, ikiyse üç yapıyordum. Basketbol topuyla uyuyup, kalkıyordum. Hep ailemden yardım olmadan kendi başıma spor yapmam gerektiğini hissettim. Hiçbir zaman hiçbir konuda ailemden yardım istemedim. Ama ailem her kararımda da arkamda durmuştur.
Altıncı sınıfta Galatasaray’dan bir teklif aldım ve deneme antrenmanlarında beğenildim. Ancak 1 gün sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (BB) bir talep geldi ve Galatasaray’dan müsaade isteyip onu değerlendirdim. Şimdi, “İyi ki de öyle yapmışım” diyorum.
İstanbul BB’de U-14 Milli Takımı’na çağrıldım. İlk milli formayı 2015'te Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları'nda (EYOF) giydim. İlk maç Gürcistan'laydı. Tribünlerde 7 bin civarında taraftar vardı... Hep küçükken hayal kurduğum şeyleri yaşadım. Türki Milli Takım formasını gelecekte de terletmek en büyük hedeflerimden biridir.
İstanbul BB yıldız takımına geçince hayatım değişti. Kariyerimi ve yaşamımı değiştiren Sertan Çakırer ile tanıştım.
Beni bir gün kenara çekip, “Bu işten para kazanabilirsin, senin mesleğin ve hayatını değiştirecek bir yol olabilir” dedi. Potansiyelimi aktardı bana. O zaman bunun bir aşk ve aynı zamanda iş olduğunu anladım.
U-18 seviyesine gelince hem A takım hem de BGL’de oynamaya başladım. Sertan koç gibi Ertuğrul Erdoğan Hocama da çok şey borçluyum çünkü bana hep güvendiler.
Daha sonra ABD’den beni beğenen koçlar olduğunu öğrendim ve ABD hayalimin peşinden gitme kararı aldım.
18 yaşımda Winchendon School’a gittim. Havalimanında ailemle ayrıldım. Tuvalete gittim ve gözlerim doldu. Artık tek başıma olduğumu anladım. Kendi kendime “Buna hazır mısın?” dedim. “Hazırım” diye yanıtladı içimdeki ses.
Oraya gitmek inanılmaz bir histi. İngilizce bildiğimi sanıyordum ama hiçbir şey bilmiyormuşum. Kendimi geliştirmem ve hayata bakış açımı değiştirmem açısından önemli tecrübeler yaşadım.
Bizim oyunumuz pick&roll, şut, oyun zekası vesaireyi kapsar genel hatlarıyla... Ancak orada fiziksel durum, kişiye özel yetenekler ve birebirler çok önemli. İspanya ve İtalya futbolunun bambaşka olması gibi bu.
İlk 2 ay çok zorluk çektim ama çalıştım ve 2 ay sonra alıştım. İlerleyen süreçte benimle ilgilenen Division I takımları olsa da resmi teklif gelmeyince İstanbul BB’ye döndüm.
Kulüp kapanmadan önce zirvedeydim, sonra en dibi gördüm. Ancak yeniden zirveyi göreceğime inancım tam.
Öncelikli hedefim; TB2L'de düzenli oynayıp süre alabileceğim bir TBL takımına gitmek. Oradan aldığım sorumluluklarla Süper Lig’de kalıcı bir oyuncu olmayı ve devamında Avrupa’da görev yapmayı hedefliyorum. Çocukluk aşkım Fenerbahçe’de forma giyip takım kaptanı olmak da hayallerim arasında...
Evyap Koleji dünya şampiyonu olduktan sonra oraya geçişimi sağlayan Sead Ok’a çok teşekkür ederim. Benimle bir okul yöneticisi olarak ilgilenmedi asla. Hayatımın her alanında bana bir ağabey olarak yaklaştı ve hâlâ öyle yaklaşıyor. Her anlamda yaşamımın her yerine pozitif dokundu ve dokunmaya devam ediyor.
Şimdilerde özel şut antrenmanları, fiziksel çalışmalar ve performans artırımı için aldığım spor psikolojisi desteğiyle yeni sezona hazırlanıyorum. Yeni sezona her anlamda hazır olarak giriş yapacağım.