Bir hayalimiz var
Türk basketboluna yön veren Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Hidayet Türkoğlu ile TBF CEO'su Ömer Onan, Abdi İpekçi Salonu'nun yerine yapılacak tesisin basketbolumuzun geleceği adına büyük önem arz ettiğini söyledi. Türkoğlu ve Onan, A Milli Takımlardan, altyapıların tüm ihtiyaçlarının tek çatıda toplanacağı bu tesisin ardından kalıcı başarıların geleceğine inandıklarını vurguladı.
RÖPORTAJ: TOLGA YENİGÜN
Dergimizin 1. yıl özel sayısında basketbolumuzun en tepesindeki isim, Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Hidayet Türkoğlu ve TBF CEO'su Ömer Onan ile tüm Ribaund Ailesi olarak özel bir röportaj gerçekleştirdik!
Başta Türk basketbolunun efsanesi Aydın Örs olmak üzere bugüne kadar dergimize yazılarıyla değer katan Ribaund Ailesi'nin üyeleri sordu, Hidayet Türkoğlu ve Ömer Onan ise samimiyetle yanıt verdi... Gelin lafı uzatmadan bu farklı ve doyurucu röportaja geçelim...
Tolga Yenigün: Başkan sizinle başlayalım... İki yıllık döneminizi nasıl değerlendirirsiniz, neleri iyi yaptınız, nelerde eksik kaldınız?
Hidayet Türkoğlu: Doğrusunu istersen iki yıl nasıl geçti, inan biz de anlamadık. Şu ana kadar geride kalan iki yıllık süre içerisinde iyi işlere imza attığımızı düşünüyoruz. Majör değişiklikler yaptığımız anlar var. Ekip olarak da iyi işlere imza attığımızı söyleyebilirim. Önümüzde iki senelik periyot içerisinde daha çok tesisleşme ve basketbolu geniş kitlelere yaymak için mesai harcayacağız.
Birçok işi kulüpler ile birlikte yürüttüğümüz için, onlarla iyi bir iş birliği içerisinde olduğumuz ve şu ana kadar da iyi gittiğimizi düşünüyoruz. Önerilere açık olduğumuzu da her fırsatta dile getiriyoruz. Amaç sadece Türk basketbolunu geliştirmekse kapımız herkese açık. Bizim görmediğimiz ya da onların bize önerdiği noktaları ekip arkadaşlarımızla birlikte değerlendiririz. Gerçek anlamda basketbolumuzun iyiliği içinse değişiklik yapmayı seve seve isteriz. Şu ana kadar iyi şeyler yaptığımızı düşünüyoruz.
Aydın Örs: Kulüplerle ilgili mali kriterler ne zaman ve nasıl hayata geçecek? Buna bağlı olarak da federasyonun Gençler Ligi ve altyapılara olan ilgisini bildiğim için özellikle sözleşmeli ligler BSL, TBL'nin ve onun kadın versiyonlarının altyapılarında ayrılması gereken asgari bütçe için bir hamle var mı? Bu takımların altyapılarında tam zamanlı çalışacak iki antrenör ve onların taban ücreti konusunda çalışma var mı?
Hidayet Türkoğlu: Mali kriterler hakkında çalışıyor, kulüplerimizle yaptığımız istişareler ile bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Ama bunun kulüpler tarafından da destekleniyor olması lazım. Biz federasyon olarak ligin kalitesi adına elimizden geleni yapıyoruz... Ama belirli bir yerden sonra bazı sorumlulukların, kulüplerin bireysel anlamında gerçekleştirmesi gereken mali kriterleri olduğuna inanıyorum.
Biz iki sene içerisinde gelirlerimizi yüzde 50 arttıran bir federasyonuz. Bu ekonomik süreçte bizimle iş birliği yapan ortaklarımıza teşekkür ediyoruz. Belli bir yerden sonra kulüp yöneticilerinin de ileriye yönelik; kendilerini daha garantiye alacak, daha sürdürülebilir bir çalışma yapmaları gerekir. Bizim de bu alanda bazı çalışmalarımız var ve bunları kulüpler ile paylaşacağız. Biz de gördüğümüz bazı durumlardan memnun değiliz; ama bu konuda biz 'kural koyan'dan çok, 'beraber çözüm bulabileceğimize inanan' bir federasyonuz. Bu konuyla ilgili çalışmalar ile Ömer Bey ve genel sekreterimiz Serbülent (Şengün) Bey ilgileniyor.
İki senede çok şey değiştirdik; ama bazı şeyleri çok kısa sürede yoluna koymalıyız. 5 yabancı sınırlaması, antrenör kriteri ve Basketbol Gençler Ligi (BGL) gibi bazı önemli hamleler yaptık. Finans anlamında bazı konular bize, bazıları ise Spor Genel Müdürlüğü'ne bağlı. Bazı konuları ince eleyip, sık dokuyarak en doğru kararları vermeye çalışıyoruz.
Görevimiz süresince sportif organizasyonlarımız da üst üste geldi. Geçen yıl 2017 Avrupa Şampiyonası'nı organize ettik, bunun yanında İstanbul'daki Final Four'da -her ne kadar bizim organizasyonumuz olmasa da- EuroLeague Yönetimi bizim tecrübelerimizden faydalanmak istedi. Ardından Kadınlar Dünya Şampiyonası, erkeklerin ön eleme maçları derken 2 sene içerisinde her tarafa yetişmeye çalıştık. Biz buraya Türk basketbolunun menfaati için geldik ve en sağlıklı kararlara önümüzdeki dönemde devam edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Ömer Onan: Ben de altyapı kısmına yanıt vereyim. Şunu iyi tespit etmek lazım. Altyapılar kulüplerin altyapıları. Tamam oyuncu eğitmek çok önemli; ama eğitici eğitmek de çok önemli. İyi eğitici olmalı ki, iyi oyuncular olsun. Biz bu konuda sadece telkinde bulunabiliyoruz. Bu kulüplerin altyapı işini ciddi görerek, yetiştiricilere daha iyi imkanlar sunması lazım.
Biz federasyon olarak neler yapıyoruz? Eğitim Kurulumuzu yapılandırdık, başında da Aydın (Örs) Hoca var, daha yoğun bir antrenör eğitimi yapıyoruz. Son noktada ise kulüpler altyapı antrenörlerinin maaşlarını veriyor. Biz oyuncuları tarama aşamasında, basketbolcuların gelişimine katkı noktasında ya da yapacağımız projelerle destekliyoruz.
Erkeklerde Gençler Ligi'ne başladık. Kızlar altyapısı için de çalışmalarımız var, 2019-20 sezonundan itibaren bölgesel ligler' oluşturacağız. Orada neler yapılabilir?' diye planlıyoruz.
Çoğu şehirde kız takımımız var; ama yeterli takım sayımız olmadığı için şampiyonalar, yani şehir içi turnuvalar oynanamıyor. Bölge içi turnuvalar düzenleyebiliriz. Kadın basketbolu tarafinda 6-7 ekibin gelişim takımları var, erkeklerde BGL öncesi böyle bir durum yoktu. Kadınlarda altyapılarda önümüzdeki sezon başlayacak projeler için çalışmalara başlıyoruz. Yani altyapıdan daha çok sporcu çıkarmak adına yeni projelerimiz var.
Petar Naumoski: Genç basketbolcu adayları için daha iyi şartlar nasıl sağlanabilir? Onların profesyonel basketbol oyuncularına dönüş mesi için neler yapılabilir? Bu sağlıklı ortam ne zaman kurulur?
H.T.: Biz BGL'yi niye yaptık, yabancı sınırını neden 5'e çektik? Genç Türk oyunculara yardımcı olabilmek için... Burada federasyon ve kulüpten ziyade oyuncuların da sorumluluk almaları önemli. Biz her zaman federasyon olarak kulüplerimizle istişare ederek, gençlerimize kapı açacağız; ama son karar sporcularımızın olacak... Önlerinde 2-3 yıldır sahada olamayan oyuncu örnekleri var, bu durumun değerlendirmesini kendilerinin de yapması gerekir.
İhsan Bayülken: Avrupa'da birçok ülkede basketbol federasyonu başkanı eski basketbolcu... Rusya'da Kirilenko, İspanya'da Garbajosa gibi... Avrupa basketbolu için özellikle milli maçların takvimi konusunda diğer federasyon başkanları ile fikir alışverişinde bulunuyor musunuz, bulunuyorsanız ne şekilde sonuçlara varıldı?
H.T.: Her fırsatta konuşuyoruz. Oyuncuları en iyi biz anlarız. Konuştuğumuz tüm federasyonlar bu durumdan rahatsız. Son konuşmamızda bu yılki pencereler kapandıktan sonra bu konuyla ilgili FIBA'ya da bir öneri getireceğimizi kararlaştırdık.
Sonuçta belki küçük ülkeler için basketbolu yaymak adına doğal karşılanabilir, ama bizim gibi basketbolda söz sahibi olan ülkeler, insanların karşısına en iyi ürünüyle çıkmak ister. Biz izleyicilere en değerli ürünlerimizi sunamazsak mutlu olmayız.
Bu süreç Avrupa basketbolunu olumsuz etkiliyor. Ben NBA'den gelen bir isim olarak söylüyorum, NBA her geçen gün kendini dünya çapında büyütmeye çalışırken, FIBA ve EuroLeague'in böyle bir çekişmeye girmesi Avrupa basketbolunu olumsuz etkiliyor. Kimseyi memnun etmeyen bu uygulama için bize söz düştükçe sıkıntılarımızı dile getiriyoruz.
İhsan Bayülken: Federasyon sponsorluk konusunda kaynak yaratmakta oldukça başarılı... Kulüplere baktığımızda gelir kalemi olarak makasın açılma durumu olur mu? Ayrıca kulüplerin açısından zaman içinde mali konularda kaynak yaratmakta federasyon kulüplere ne şekilde destek olacak?
Ö.O.: Bizim görevimiz kulüplerimizin gelirlerini en üst düzeye çıkartmak. Bu sezon başında Türkiye'de basketbolda eşi benzeri görülmemiş bir naklen yayın ihalesi oldu. Yayından gelen gelirlerimizi yüzde 60 oranında arttırdık. Çoğu insan bu görüşmeleri yapıp, kontrat imzaladığımız için parayı federasyonun aldığını söylüyor; ama biz yayın gelirleri de dahil, tüm sponsorluk anlaşmalarından yüzde 10 alıyoruz. Gelirin geri kalanı kulüplerimize dağıtılıyor.
Avrupa ile karşılaştırdığımızda Yunanistan, İtalya, Almanya yanımıza yaklaşamaz. Biz gelirler açısından İspanya ile birlikte çekişen iki ülkeyiz tüm Avrupa'da... Bunun mücadelesine yerimiz olduğu kadar devam ediyoruz. Mecralar da belirli ve sınırlı... Pazarlama ekibimiz 'Şimdi yeni yerler bulabilir miyiz?' diye çalışıyor. Ligin daha kaliteli olması ve kulüplerin daha çok kazanması için en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Ama burada kulüplerin de ev ödevleri var.
Az önce Başkan'ın oyuncular hakkında kurduğu cümleye döneceğim. Kulüpler de taşın altına elini sokmalı. Kulüpler de şehrinde bilet satışlarını, kendi yerel sponsorlarını arttırmak için pazarlama ekipleri kurabilir... Onların da yapacağı çok iş var.
Cem Akdağ: 4 sene sonra Türk basketbolu nereye varacak?
H.T.: Hayaller sınırsız keşke 4 sene içerisinde her istediğimizi yapabilsek... Zamanla yarışıyoruz... 4 sene Ssonra gelir ve sponsorluk anlamında Avrupa'nın 1 numarası olmayı, tesis anlamında eşi benzeri olmamış tesisleri ülkemize kazandırmayı istiyoruz. Allah'a çok şükür, Milli Takımlarımız istenilen başarıları elde ediyor. Umarım hem kadın, hem de erkeklerde önümüzdeki iki önemli turnuvada madalya alırız.
Ama bu saydıklarım içerisinde en önem verdiğim Abdi İpekçi Projesi... Çünkü bu tesisimizi kazandırdığımızda Türk basketbolunun gerek altyapı, gerekse de A Milli Takım düzeyinde çağ atlayacağına inanıyoruz. Bu tesisi en kısa zamanda bitirmeye çalışacağız. Bizim gibi başarılı bir federasyonun, böyle iyi bir tesisi ülke sporuna kazandırması benim için çok önemli. Hep dile getirdiğimiz basketbolu her evde izlenir, her mahallede, okulda oynanır kılmak istiyoruz.
4 sene sonra basketbola olan ilginin artması, bunun yanında lisanslı sporcu sayısındaki artışlar da bizler için önemli. Beraber yürüdüğümüz kulüplerimizin özellikle Avrupa'da başarı elde etmesini istiyoruz. Bizleri yurt dışında gururla temsil ediyorlar. İnşallah en iyi sonuçları elde ederler.
Ömer Onan: Basketbolumuz için yapılacak en önemli iş, Başkan'ın seçim öncesi de belirttiği gibi bu önemli tesisin yapılmasıdır. Bu proje hayata geçtiği zaman Avrupa'da eşi benzeri olmayan bir tesis olacak. Altyapı maçlarının da oynanacağı 24 saat yaşayan bir tesis olmasını istiyoruz. Bu durumda NBA'e daha fazla oyuncu gönderebileceğimiz ortam yaratılacak, bu tesis, ileride gerçekleştireceğimiz diğer önemli projelere de ışık tutacak. İleride bir pilot takım yapmak isterseniz, burada 5 saha yanında da oteli olacak... Bu tesisten sonra Türk basketboluna oyuncu yetiştirmek adına birçok proje gerçekleştirebilirsiniz.
T.Y: Genelde şampiyonluklar ya da kazanılacak kupalar hedef olarak koyulur, sizler ilk kez bir tesise öncelik verip, uzun vadede başarıların geleceğine mi işaret ediyorsunuz?
H.T.: Böyle bir tesis elinizde olduğu zaman, başarı mutlaka gelecektir. Basketboldan gelen yöneticiler olarak, böyle bir tesisin neden ülkemize daha önce kazandırılmadığını da sormak lazım.
Şu an sponsorların en çok çalışmak istediği federasyon biziz. Herkes dürüstlüğümüze ve şeffaflığımıza saygı duyuyor. Biz böyle bir tesis kazandırdığımız zaman, oldukça önemli bir iş başarmış olacağız. 'Kupa kaldıracağım, şampiyon olacağım' söylemleri, böyle bir tesisi yapacağım demekten kolaydır. Sporcular tesislerin önemini iyi bilir, bu tesisleşme bizim için her şeyden önemli. Çok kapsamlı bir tesis olacak, sadece bir salon değil; içerisinde yeni yaşam alanları, otel bile olacak.
Biz sadece bir salon yıkıp yeniden yapmıyoruz. Biz altyapılarıyla, A Milli Takımlarıyla birlikte herkesin aynı çatı altında olacağı bir tesis yap-mayı hedefliyoruz.
YENİ TESİSİN ÖZELLİKLERİ
- 10 bin kişilik basketbol salonu,
- 1000 seyirci kapasiteli milli takımların kullanacağı basketbol salonu,
- 500'er kapasiteli 4 adet altyapı gelişim merkezi.
- 140 odalı otel.
- Fizyoterapi, fitness merkezi ve ofisler.
- Sosyal yaşam ve etkinlik alanları.
- Basketbol müzesi ve kütüphane.
Murat Özyer: Alt yapı için yapmayı çok istediğiniz ya da vazgeçemeyeceğiniz projeniz var mı?
Ö.O.: 12 Dev Adam Basketbol Okulları (12 DABO) uzun zamandır devam ediyor. Garanti Bankası ile uzun yıllardır birlikte gerçekleştirdiğimiz projede format değiştirdik. Kendi kulüplerinde oynayan çocukların bile orada kendilerini geliştirebileceği bir yer haline getirdik 12 DABO'yu.
H.T.: Ve hiçbir gelir elde etmeden bu hizmeti veriyoruz.
Ö.O.: Evet. Çocuklar hiçbir ücret ödemeden gelip, idman yapıyor, basketbollarını geliştiriyor. Onlar başka kulüplerde bile oynasa, orada yapacakları ekstra idmanlarla çocukların, daha bilinçli olarak belli bir yere gelmelerine katkı vereceğiz. Format değişikliği buydu ve bunu da her ile yaymak istiyoruz.
Esmeral Tunçluer: Kadın basketboluna yoğunlaşacak bir departman (ekip) oluşturma fikriniz var mı?
H.T.: Esmeral (Tunçluer), Nevriye (Yılmaz), Gülşah (Akkaya) gibi kadın basketboluna emek vermiş isimleri aramızda görmek isteriz. Bunları her fırsatta yüzlerine de söylüyoruz... Ben, yönetimim, CEO'muz Ömer Bey; erkek basketbolunda ne kadar başarılı olduysak, onlar da kadın basketbolunda büyük başarılar gerçekleştirdi.
Coşkun Teziç: Kulüplerde görev alan/alacak genel menajerler ile ilgili 'kriter' çalışması ve akabinde yetki belgesi söz konusu idi. Bu çalışma ne aşamada. Hayata geçmesi söz konusu ise ne zaman için düşünülüyor?
Ö.O: Bir üniversite ile yaptığımız iş birliği çerçevesinde menajerlik eğitimi 3 kademede olacak... Biz bunu çok önemsiyoruz. Antrenör, oyuncu kadar; kulübü yönetecek idari işleri bilecek, mevzuata hakim olacak menajerler olması da önemli. Bu insanları yetiştirmemiz lazım, en büyük eksikliklerimizden biri bu...
İdari, takım ve genel menajer hepsinin derslerinin içerikleri farklı olacak. Çalışmalar sona doğru geliyor, Başkan'a sunacağız ve 2019-20 sezonuyla başlayacağız. Nasıl ki antrenörler aldıkları eğitimlerden sonra derecelerle E'den başlayarak A'ya kadar geliyorsa, menajerlerin de sistemi böyle olacak. Bu eğitimi almayan kişiler ne sahaya girebilecek, ne de kulüpte çalışacak.
Meriç Tunca: Yıllar önce ABD'ye gitmek mi daha zordu; yoksa 15 yıl sonra Türkiye'ye dönmek mi daha zor geldi?
H.T.: NBA'deyken Allah'tan yazları Türkiye'ye geliyorduk, (gülerek) 15 yıl aralıksız orada kalmadım. Tabii ki sporculuk ve yöneticilik anlamında ilk zamanlarda biraz adaptasyon süreci yaşadık. Sonuçta bildiğimiz bir iş, doğru bir ekiple çalışmam işimi kolaylaştırıyor.
'Sporculuk mu yöneticilik mi zor?' diye sorarsanız, bunu her zaman dile getiriyorum sporcu arkadaşlara, onlara 'oynayabildiğiniz kadar oynayın' diyorum. Yani yöneticilik için çok da fazla acele etmesinler. Yöneticilik her zaman onları bekler. Basketbolun keyfini çıkarsınlar.
Meriç Tunca: Bu sene FIBA'da seçim var. TBF'nin FIBA ile olan ilişkiler açısından yeni yönetime yeni yönetici göndermek için bir çalışmanız olacak mı?
Ö.O.: O konuyu şu anda kendi aramızda konuşuyoruz. Genç, federasyonu ve Türkiye'yi çok iyi temsil edecek arkadaşlarımız var. FIBA'da biliyorsunuz bir değişiklik oldu. Patrick Baumann'ın vefatından sonra Andreas Zagklis geldi genel sekreterliğe... İletişimimiz devam edecek. Onlardan belli departmanlarda bizden arkadaşlarımızın olmasını isteyeceğiz.
Alp Ulagay: TBF ile liglerin yönetiminin ayrılması planınız var mı?
H.T.: Biz bu tarz bir teklife açığız. Bir her fırsatta şeffaflığımızı dile getiriyoruz. Bu anlamda da bir ekip oluşturmak isterlerse biz oturur, konuşuruz. Onlar da bu konuda sorumlulukları üstlenir, prosedürleri yerine getirirlerse ve bu istek yönetmeliğe uygunsa; bizim taraftan hiçbir olumsuz tutum olmaz. Yeter ki bize o anlamda bir teklif gelsin.
Alp Ulagay: BSL'ye yeni çıkan takım bile Avrupa'da oynuyor. Avrupa kupalarına katılacak takım sayısına bir kota getirmeyi düşünüyor musunuz?
Ö.O.: Kotayı getirmek bizle alakalı değil. Bu EuroLeague ve FIBA'nın ayrı ayrı kupaları olmasından kaynaklanıyor. Eskisi gibi olsa EuroLeague, EuroCup ve bir kupa daha olacaktı. Oraya ligimizdeki ilk 6 ya H.T.: Kapanan kulüpler sorunuda 7'deki takım katılıyordu. Şimdi üzücü. Dernekler Kanunu var ve biz EuroLeague'in 2, FIBA'nın da 2 kupası var.
Biz bunu iki taraftan da talep etmiyoruz, teklif Avrupa'dan geliyor. EuroCup mesela bütçesine bakıyor, takıma bakıyor, wild card ile Türk Telekom'u davet edebiliyor. Avrupa'da yarışmak isteyen bir kulübü neden engelleyelim! Bu bizim görevimiz değil. FIBA da aynı şekilde kulüpleri davet ediyor. Baktığınız zaman 11 takım Avrupa'da oynuyor, bu da bizim için önemli.
Sonuçta Banvit 2017'de FIBA Şampiyonlar Ligi'nde final oynadı, geçen yıl EuroCup'ı erkeklerde Darüşşafaka, kadınlarda Galatasaray kazandı. Kızlarımız 2017'de EuroCup yarı finaline 4 takımla kalarak, tarihe geçti. Bunlar ülkemizin tanıtımına müthiş katkı sağlıyor ve yarışmacı bir ülke olarak bize gurur veriyor. Dediğim gibi, kota koymak bizim tekelimizde değil.
Fatih Saboviç: Kulüplerde yaşanan maddi sorunlar ve ortaya çıkardığı sonuçlar hakkında neler düşünüyorsunuz?
H.T.: Kapanan kulüpler sorunu üzücü. Dernekler Kanunu var ve biz kulüplere 'geleceğinizi görmeden adım atmayın' diyoruz. 1 yıl öncesinden önümüzdeki yılı planlamadıkları zaman bu tarz üzücü durumlar oluşuyor. Biz onları uyarıyoruz, bu yanlışlara düşmeyin' diye...
Düşmeyin ki ne antrenörler, ne koç, ne oyuncular, ne de ligimizin mağdur olsun. Düzgün hesaplar yapsalar, biz federasyon olarak onlara ciddi maddi destek veriyoruz. Herkes özverili olmalı ve daha iyi çalışmalı. Farklı şehirlerdeki takımlarımız, illerindeki lokal sivil toplum kuruluşları, özel şirketler, sanayi ve ticaret odaları ile iyi ilişkiler kurarsa; oradan gelen destekle daha sağlıklı bir yapı oluşabilir.
Biz kapanan kulüplerdeki sporcu arkadaşlarımız için de çok üzülüyoruz; ama ne bizim ne de başka federasyonların yapabileceği bir şey yok... Mevcut kanun ancak devlet tarafından değiştirilirse daha anlamlı olur diye düşünüyoruz.
Oğulcan Çoksayar: Basketbol kariyeriniz boyunca yaşadığınız en büyük pişmanlığınız neydi?
H.T.: Hayatım boyunca aldığım her kararın arkasında durduğum için, hiç pişman olmadım. Ailemle oturup verdiğim her kararın, her zaman arkasında oldum. Belki her kararım doğru değildi; ama ben bu kararların arkasında durdum. O yüzden çok şükür hiçbir pişmanlığım olmadı.
Oğulcan Çoksayar: Oyunculuk döneminizde içinizde ukde kalan bir şey oldu mu?
Ö.O.: Basketbolu hangi seviyede bıraktığınız önemli, en üst seviyede bırakmak önemli. Ben kendi koyduğum hedeflere Allah'a çok şükür ulaştım. Birkaç kez Avrupa'dan teklif almıştım, o dönem gitsem belki başka tecrübeler yaşayabilirdim...
H.T.: Zaten Avrupa'nın üst düzey takımlarında oynadın...
Ö.O.: Evet. Avrupa'nın üst düzey takımlarıydı Türkiye'de oynadığım ekipler. Hedeflerimin de yüzde 90-95'ine ulaştım.
Serdar Sözkesen: A Milli Takım'ın dünya kupası bileti alması son derece önemli. Bu turnuvaya hedef turnuva demek gerçekçi olur mu? NBA tandansımız fazlasıyla arttı ve Wilbekin gibi iyi bir kısa da ekledik. Bu kadroyla nereye gidebiliriz?
H.T.: Hedefi ancak turnuvaya gidince belirleyebiliriz. 'Gelecek vadeden oyuncularımız var mı?' var. 'Takımda tecrübeli ağabeyler var mı?' var. 'Güzel bir atmosfer var mı?' o da var. Sezon başı gerçekleştirdiğimiz yabancı sınırlamasının ardından Türk oyuncular takımlarında daha iyi süreler de alıyor. Fakat bu işte tecrübe çok önemli. Oraya gidecek kadro, birkaç ismin dışında ilk defa bu organizasyonda bulunacak. Hocamız Ufuk Sarıca ilk defa başantrenör olarak Dünya Kupası'nda yer alacak. Biz de yönetim olarak ilk defa böyle bir heyecanı yaşayacağız. Hepimiz için güzel bir tecrübe olacak.
Tabii ki gönül ister ki, madalyalı bir turnuva geçirelim. Ama madalya alamasak bile bunun ikincil hedefi Olimpiyatlar'a katılmak. En kötü ihtimalle kendimizi Olimpiyatlar'a götürebilecek bir noktada kalabilirsek, sonra 2020'de tekrar elemelere girme durumumuz var. O elemeleri de iyi şekilde geçebileceğimize inanıyoruz.
Kimler gelecek, Allah korusun sakatlık olacak mı? O yüzden şimdiden net bir şey söyleyemiyoruz. Olimpiyatlar'a gitsek benim adıma önemli bir başarı olur. Sporcuyken gidemedim, belki Federasyon Başkanı olarak Olimpiyatlar'a gitmeyi başarırım. Yönetici olarak bu sonuç bizim için, erkek basketbolunda elde ettiğimiz en büyük başarı olur ve bizi mutlu eder.