Basket City | Bologna
Grosseto'dan çıkıp Avrupa'nın en büyük sahnelerine kadar yükselen bu hikâye, sadece bir oyunun gücünü değil, umutla dolu olanların, hayal kuranların ne kadar büyük başarılara yol alabileceğini gösteriyor. Virtus - Luca Banchi birlikteliği zirveyi vadetmiyor belki ancak Bologna şehrine güzel hayaller kurdurtuyor…
ATA TOPRAK KOŞAL
Basketbolun pek bilinmediği, İtalya’nın 80 bin nüfuslu Grosseto kasabasında doğan Luca Banchi çok erken yaşta altyapılarda antrenörlük yapmaya başladıktan sonra kuşkusuz en dibi de gördü zirveyi de... 5 yıldır uzak kaldığı EuroLeague’e geri dönerken orada olmanın kıymetini de en çok bilenlerden kendisi. Ve bu sezon EuroLeague’de olmanın kıymetini en az onun kadar bilen bir şehirle güçlerini birleştiriyor...
Sizi o gencin hisleriyle buluşturmadan önce '90’ların sonları İtalyası'na götürmek istiyorum. Michael Schumacher ve kırmızı Ferrari’si, 1994’ün ardından 98 Dünya Kupası’nda ağlayan İtalyan Milli Takımı, naklen yayında Michael Jordan’ın Chicago Bulls’u ve Quentin Tarantino en çok konuşulan konulardı.
Bir de 'Basket City' vardı. Bologna o dönemde sadece İtalya’da değil tüm Avrupa’da basketbolun merkeziydi. 97/98 sezonu… Şehirde tam 6 basketbol takımı liglerde mücadele ediyordu.
Şehrin öne çıkan iki takımı: Fortitudo ve Virtus. Bu takımlar 1930’ların başında doğmuş iki takımdı. Rekabetlerinin temeli 1950’lilerin ortalarına; İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ekonomik ve sosyal gelişmeyi gerçekleştirmek adına inşa edilen PalaDozza’nın açılışına dayanıyor. 1990’lara gelindiğinde ise rekabet zirveye taşınmış, yalnızca ulusal düzeyde değil Avrupa’nın her yerinden taraftar ve sponsoru etrafına topluyordu.
Rekabet 10-15 yılda; Euroleague’de, Saporta Kupası’nda, İtalya Ligi’nde sayısız şampiyonluk ve başarıyla taçlandırıldı. Dönemin oyuncularını da hatırlatmak istiyorum: Carlton Myers, Sasa Danilovic, Manu Ginobili, Gianluca Basile… Onlar olmadan 'Basket City' olmazdı.
Ancak her güzel şeyin olduğu gibi bunun da bir sonu olacaktı. Bologna şehrinin takımları 2000’lerin ortasında birkaç başarısızlığın ardından ekonomik problemlerle baş başa kalınca 'Basket City' eski günlerinden tümüyle uzaklaştı.
Fortitudo, finansal problemlerden amatör lige kadar düştü, şu an Serie A2’de mücadele ediyor. Virtus, 2018’e kadar 2 kez Serie A2’ye düştü ve tekrar Serie A’ya yükseldi. Son yıllarda kazandığı FIBA Şampiyonlar Ligi ve EuroCup şampiyonluğundan sonra çok özlediği EuroLeague’e 2022’de geri döndü.
Başta bahsettiğim genç adama geri dönmek istiyorum. Letonya Milli Takımı’yla yaşadığı unutulmaz yazın ardından kamuoyundan büyük sempati toplayan Banchi, yeni bir döneme adım atıyor. Ve de kariyerinde her seviyede çalışmış bu adamın bu meydan okuması sadece kendisinin değil eski bir basketbol şehrinin de yeni bir meydan okuması olacak.
“Basketbolun bilinmediği küçük bir kasaba olan Grosseto'dan geliyorum. Adımın böyle bir organizasyonla ilişkilendirilebileceğini düşünmek bile bana büyük bir gurur ve memnuniyet veriyor. Böyle şehirlerle ve tecrübelerle bağlı olarak, hayatımın 50 yılı basketbola adanmış. Sadece Virtus’un bir maçını izlemeye gelmek ya da ona karşı oynamak her zaman çok duygusal olmuştur; tıpkı Pesaro’da olduğu gibi ya da Fortitudo, Treviso ve Roma’ya karşı oynamak gibi.” –Luca Banchi
Grosseto'dan çıkıp Avrupa'nın en büyük sahnelerine kadar yükselen bu hikâye, sadece bir oyunun gücünü değil, umutla dolu olanların, hayal kuranların ne kadar büyük başarılara yol alabileceğini gösteriyor. Virtus-Luca Banchi birlikteliği zirveyi vadetmiyor belki ancak Bologna şehrine güzel hayaller kurdurtuyor…