Ağır misafir
NBA’den İstanbul’un köklü ve başarılı takımlarına birçok yıldız isim geldi; Allen Iverson, Deron Williams, Mahmoud Abdul-Rauf ve niceleri. Ancak Türkiye, bu büyük şehirle sınırlı bir lige sahip değil. Anadolu topraklarına ev sahipliği yapan ülkemize 1980’li yıllarda Los Angeles Lakers ile NBA şampiyonluğu yaşayan isim de geldi; LeBron James’i savunduktan yıllar sonra kendini Uşak’ta okey masasında yancı olarak bulanı da, Lakers'da oynadıktan sonra Çukurova Sanayi formasını giyeni de gördük. İşte, kariyerleri NBA’de başlayıp, yolu Ankara, Mersin, Giresun, Uşak ve Kepez’e düşen Larry Spriggs, Robert Traylor, Ricky Davis, Sam Young, Will Bynun…
BERTAN ERMAN / OĞULCAN ÇOKSAYAR / BARIŞ CEVAHİR
LAKERS'TAN SANAYİ'YE!
LARRY SPRIGGS
“Showtime kadrosunun bir parçası olan Spriggs, zaman zaman Lakers’ta ilk 5 başladığı da vardır. Hatta, 1985 yılında şampiyonlukla tamamlanacak sezonda Spriggs, Pat Riley’in tercih ettiği isimlerden biri oldu. Lakers forması giyen Spriggs, 2 yıl sonra Çukurova Sanayi'ye geleceğini tahmin edemezdi.”
Avrupa basketbolu ile NBA arasında uçurumun son dönemleri; 1980’li yılların sonları… Özellikle ABD ile Türkiye arasında ciddi anlamda bir uçurum söz konusu. NBA’de uzun süre oynamış bir ismin Anadolu topraklarına gelmesini bir kenara bırakın; İstanbul’daki başarılı bir takımın kadrosunda yer alması da ciddi bir gelişme o zamanlar.
Mesela, Denver Nuggets’ta fazla süre bulamayan Pete Williams’ın Fenerbahçe’ye gelmesi veya Utah’ta bir sezon geçirdikten sonra Galatasaray’a gelip Aslan’ın efsanesi olan Paul Dawkins… Nadir isimler. Genelde kolejden genç yetenekler bulunur ve Türkiye’ye gelir. Ancak, dolaylı yoldan olsa da, NBA kariyerinde önemli başarılara sahip olup yolu Tarsus’a düşen bir isim var; Larry Spriggs.
Avrupa’nın doğusunda yer alan eyaletlerin ve o eyaletlere bağlı şehirlerin NBA’den bağımsız, FIBA’ya bağlı bir lig olan Continental Basketball Association’da forma giymiş ve zaman zaman NBA’de de yer almış Larry Spriggs, 1982 yılında Houston Rockets’ta, 1983 yılında Chicago Bulls’ta oynadıktan sonra en güzel dönemlerini 1983-1986 yılları arasında Los Angeles Lakers’ta yaşamıştı.
Kareem Abdul-Jabbar, Magic Johnson, James Worthy gibi yıldızların yer aldığı Showtime kadrosunun bir parçası olan
Spriggs'in zaman zaman Lakers’ta ilk 5 başladığı da vardır. Hatta, 1985 yılında şampiyonlukla tamamlanacak sezonda Spriggs, Pat Riley’in tercih ettiği isimlerden biri olmuştur.
Ancak Larry Spriggs NBA’de kalıcı olamadı. 1986-1987 sezonunda Real Madrid’e giden Spriggs, buradaki performansıyla Avrupa için kaç gömlek üstte olduğunu gösterdi. Atletizmi, smaçları… ACB’de 25 maça çıkan başarılı uzun forvetin 21.2 sayı, 5.6 ribaund, 2.1 top çalma ve 1.8 asist ortalamaları da bazı şeyleri kanıtlıyor. Lakin Spriggs’in
Real’deki sezonu bununla sınırlı kaldı.
NBA’de Lakers forması giyen Spriggs, 2 yıl sonra Mersin’e geleceğini tahmin edemezdi. Lakers’tan Real Madrid’e ve oradan Çukurova Sanayi’ye…
1987-1988 sezonunda çıtayı yükselten Mersin şehrinin Tarsus ilçesinin takımı Çukurova Sanayi, başarılı bir sezon için kolları sıvayıp Billy Lewis’in yanına NBA patentli bir forveti kadrosuna kattı ki, bunun o dönemki Türkiye Basketbol 1. Ligi’nde ne kadar önemli bir faktör olduğunu düşünün.
Birçok maçta en skorer isim olan Spriggs’i hafızalara kazıyan olay ise, Fenerbahçe ile oynayan yarı final serisi... Mersin’deki ilk maçta 52 sayı atarak Çukurova’nın 96-94’lük galibiyetinde başrolde olan Spriggs, Spor Sergi’deki ikinci maçta da seriye son noktayı koyan isim oldu.
Dönemin gazetelerinde yazılan olaylı maçta Fenerbahçe taraftarının büyük baskısına rağmen oyuna konsantre olmayı başaran Çukurova Sanayi, Spriggs’in son saniye basketiyle sarı lacivertlileri 60-57 yenerek finale kalmayı başardı. Lakin Türkiye için NBA yıldızının çabaları, o dönem kimsenin play-off yapmayı bırakın; düşecek gözüyle baktığı,
ancak 1990’larda yıldız olacak isimleri barındıran Eczacıbaşı’nın genç kadrosuna diş geçiremedi.
Şampiyonluk İstanbul’daki Eczacıbaşı fabrikasına, Larry Spriggs ise ABD’ye gitti. Akabinde Avrupa’da birçok yerde forma giyen Larry Spriggs, 1989-1990 sezonunda, az bir süre olsa da Tofaş’ta forma giydi. Spriggs, oyunculuk kariyerini, 1995-1996 sezonunda, bir başka Bursa takımı Oyak Renault’da sonlandırdı.
LARRY SPRIGGS
Doğum tarihi: 8 Eylül 1959
Ülkesi: ABD
Boy: 2.01 metre
Pozisyon: Forvet
KARİYER
Rochester Zeniths 1981-1982
Houston Rockets 1982
Las Vegas Silvers 1982
Albany Patroons 1982-1983
Chicago Bulls 1983
Los Angeles Lakers 1983-1986
Real Madrid 1986-1987
Çukurova Sanayi 1987-1988
Santa Barbara Islanders 1989
Tofaş 1989-1990
Gravelines 1990-1991
Fabriano 1991-1993
Montpellier 1993-1994
Olimpia de Venado Tuerto 1994
Oyak Renault 1995-1996
TRAKTÖR
ROBERT TAYLOR
“2.03 boyunda ve 145 kiloluk bir pota altı oyuncusunun inanılmaz atletizmi ve sağlamlığı, ona Traktör lakabını taktırdı. Erken yaşta aramızdan ayrılan Robert Traylor, o fiziğe rağmen sahip olduğu atletizm ve basketboluyla hafızalarımızda kalmaya devam edecek.”
NBA tarihinde cüsseli oyunculardan bahsettiğimizde akla gelen belli isimler vardır; Shaquille O’Neal, Charles Barkley gibi... Bu isimler arasında, Türkiye’nin canlı izlediği biri vardı. O isim Robert Traylor’dı. Traylor, ismini lise yıllarından duyurmuştu. Bu da kendisini, içlerinde Chauncey Billups, Vince Carter, Kevin Garnett, Paul Pierce gibi NBA’de efsane olacak isimlerin yer aldığı 1995 McDonalds All- American erkekler maçına seçilmesi, bunun en büyük göstergelerinden biriydi.
Akabinde Michigan Üniversitesi ve 3 sezonluk NCAA macerasında 13.3 sayı, 8.2 ribaund, 1.5 asist, 1.1 top çalma ve 1.1
blok ortalamalarını tutturunca ve bir de pota kırınca, yolu illa ki NBA’e düşecekti. Bu da Dallas Mavericks’in 1998 NBA Draftı’nda kendisini 1. tur 6 sıradan seçmesiyle sonuçlandı. Ancak Traylor takasla Milwaukee Bucks’a geçti.
Takasta Milwaukee’nin Dallas’a gönderdiği isimler Pat Garrity ve yine aynı draftta seçilen Dirk Nowitzki oldu. Garrity, daha sonra Steve Nash ile takas edildi ve Dallas’ın 2000’lerde neler başardığını siz de biliyorsunuz. Traylor da bu takasla bize unutulmayacak bir Mavericks’i izlememizdeki çok da bilinmeyen bir faktör olacağını nereden bilebilirdi ki?
1998-2005 yılları arasında NBA’de oynayan Robert Traylor, yukarıda belirtilen Shaquille O’Neal ve Charles Barkley gibi devlerden nasıl daha ilgi çekici olabilirdi? Şu an birlikte yorum yapan bu iki efsanenin cüsseleri belli bir orandaydı ve uzun süre NBA’de oynadılar.
Robert Traylor ise öyle değildi. 2.03 metrelik bir pota altı oyuncusunun 145 kiloya kadar çıkması demek, belli bir tempoyu kolay kolay kaldıramamak demektir. Ancak Traylor, böyle bir fiziksel yapıya rağmen hızlı hücumda bütün sahayı koşup tek elle smaç basabilen, post up oyunlarında gücünün yanı sıra esnekliğini de ortaya koyabilen, bastığı smaçlarda potaları sallandıran akıl almaz bir atletti. Bu özellikleri, ona Traktör lakabını taktırdı.
2005 yılında kilo ve kalp sorunlarıyla boğuşan Traktör Traylor, tıkanık aort damarının açılması için ameliyat oldu ve basketboldan bir süre uzak kaldı. Ertesi yıldan itibaren NBA’i bırakıp bir Joruneyman (Gezgin Adam) oldu. 2006’da İspanya’nın Galiçya Bölgesi takımlarından Gestiberica Vigo, 2007-2008 sezonunda da Porto Riko takımlarından
Santurce Crabbers’ta forma giyen Traylor, ertesi sezon Antalya’ya geldi.
Kepez Belediyesi için mücadele eden Traylor, son 20 yılda NBA geçmişine sahip olup İstanbul dışında oynamış en kariyerli isimdi. Kepez’de oynadığı 28 maçta ortalama yaklaşık 30 dakika süre alan Traktör, 14.2 sayı, 8.4 ribaund ve 2.1 asist ortalamalarıyla Antalya ekibinin ligde kalmasını sağlayan isimler arasında başroldeydi.
Hünerlerini burada da gösteren Traylor’ın Türk Telekom maçında ikili sıkıştırmadan öyle bir çıkışı vardır ki, göreni şaşırtır cinsten bir kurtuluştur. Robert Traylor, gösterdiği inanılmaz performanslarla da 2009 İzmir All-Star’da da yer alıp karşılaşmanın en değerli oyuncusu seçilmişti.
Bir sezonluk Kepez döneminden sonra İtayla’da, Porto Riko’da ve Meksika’da oynayan Robert Traylor’dan kötü haber 2011 yılında geldi. Porto Riko’nun Vaqueros de Bayamon takımındaki ikinci dönemini geçiren Traylor’ın kalbi, bu hayata daha fazla dayanamadı. Bir süredir antrenmanlara katılmaması, Traktör ile ilgili şüphelere yol açtı; takım arkadaşlarının ihbarından sonra arama çalışmalarına başlayan polisler, Robert Traylor’ı Isla Verde’de kaldığı apartmanda ölü olarak buldu.
34 yaşındaki Traylor kalp krizine yenik düşmüştü. Hornets ve Cavaliers’ta merhum basketbolcunun antrenörlüğünü yapan Paul Silas, Traylor’ın ölümü ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: Şok ve inanılması güç!
Erken yaşta aramızdan ayrılan Robert ‘Traktör’ Traylor, devasa cüssesiyle sahadaki duruşu ve o fiziğine rağmen sahip olduğu atletizm ve basketboluyla hafızalarımızda kalmaya devam edecek.
ROBERT TRAYLOR
Doğum tarihi: 1 Şubat 1977
Ölüm tarihi: 11 Mayıs 2011
Ülkesi: ABD
Boy: 2.03 metre
Pozisyon: Uzun forvet, pivot
KARİYER
Milwaukee Bucks 1998-2000
Cleveland Cavaliers 2000-2001, 2004-2005
Hornets 2001-2004
Gestiberica Vigo 2006
Santurce Crabbers 2007-2008
Kepez Belediyesi 2008-2009
NSB Napoli 2009
Halcones UV Xalapa 2010-2011
Vaqueros de Bayamon – Porto Riko (2010, 2011)
RÜZGAR GİBİ GEÇTİ
RICKY DAVIS
“Dış atış yüzdesi, dribbling ve atletizm performansı Avrupa standartlarının üzerinde olan bir oyuncunun Türkiye'ye gelişi herkesi bir parça heyecanlandırmaya yetmişti. Ricky Davis, yarım sezonluk Türk Telekom macerasının ardından damaklarda güzel bir tat, hevesleri ise yarım bırakarak kendi yolunu çizdi...”
Ricky Davis, yolu Birleşik Devletler'den Anadolu'ya düşmüş oyuncular arasında en ilginç kariyerlerden birine sahip olabilir. Takvimler 1998 yılını gösterirken yeni nesil oyuncular içinde farklılığını kolayca hissettiren Davis, Charlotte Hornets tarafından 21. sırada draft edilmişti. Charlotte forması altında mücadele ettiği 2 senelik süreçte egzantrik smaçları ile tanınmaya başlayan Davis, çaylak dönemi sonrası smaç yarışmasına katılmış ancak Vince Carter'ın gölgesinde kalmaktan kurtulamamıştı.
2000 yılında Miami Heat'e takaslanan Davis, 12 sene sürecek NBA kariyerinin 2. takımına geçiş yapmıştı. Dizinden ağır bir sakatlık geçiren skorer gard, burada yalnızca 7 maçta forma buldu ve 2001'de Cleveland Cavaliers'ın yolunu tuttu. Davis, Cavs forması giydiği dönemde 'stat padding' yapmaya çalışarak bir anda gündeme oturmuştu.
16 Mart 2003'te Utah Jazz ile oynanan maçta muhteşem bir performans sergileyen genç oyuncu triple-double yapması için 1 ribaunda ihtiyaç duyuyordu. Karşılaşmanın son saniyelerine girilirken o meşhur olay tarih sayfalarında kendine yer buldu. Davis, triple-double'ı tamamlasın diye topu kendi potasına attı ve geri dönen topu alarak bir ribaund daha kazandı... Herkesin şaşkın bakışları arasına bir kural boşluğu bulduğunu düşünen Davis'in sevinci vardı. Fakat NBA yönetimi bu ribaundu haliyle kabul etmedi ve Ricky'de ilk triple-double'ını elde edememiş oldu. Ricky Davis, yaptığı bu hareketin ardından 'uyanık' olarak anılmaya başlandı.
İyi gününde olduğu zaman inanılmaz işlere imza atan ve son derece all around bir oyuncu olan Davis, günden güne geliştirdiği şutu ile göz doldurmaya devam ediyordu. Driplingi muhteşem ve inanılması güç bir atletik yapıya sahip olan Birleşik Devletli oyuncu, bir türlü beklentilerin ötesine geçmeyi başaramadı. Hornets ve Cavaliers macerasının ardından Boston Celtics, Minnesota Timberwolves, Miami Heat ile Los Angeles Clipper formalarını terleten Davis, NBA kariyerinde 6 takımda yer almış ve bir türlü istikrar yakalayamamıştı.
12 yıllık NBA kariyerinin ardından 'parlayamayan yıldız' statüsüne düşen Ricy Davis, herkesi şaşırtacak bir karar alarak rotasını Avrupa'ya çevirdi. Döneminin müthiş potansiyelli yıldızı, başkent temsilcisi Türk Telekom ile el sıkıştığında yıl 2010'du. Dış atış yüzdesi alışılagelmişin üstünde olan, dribbling ve atletizm performansı Avrupa standartlarının üzerinde olan bir oyuncunun Türkiye'ye gelişi herkesi bir parça heyecanlandırmaya yetmişti.
Ricky Davis ise Avrupa macerasının ilk adımı için şu ifadeleri kullanmıştı: “Bu benim ilk Avrupa deneyimim olacak. Daha önce hiçbir maçlarını izlemedim. Sadece gelip Türk Telekom ile sözleşme imzaladım...”
Türk Telekom, o sezon Tutku Açık, Hüseyin Beşok, Erwin Dudley, Deamond Mellet gibi isimleri kadrosunda barındırırken Ricky Davis'i de takıma katarak çıtayı play-off'un ötesine koymuştu. Normal sezonun 20. maçında Ankara temsilcisine katılan Birleşik Devletli oyuncu, takıma gözle görülür bir etki yaratmayı başarmıştı.
Oyak Renault ile oynanan maçta attığı 20 sayı ile 'ben buradayım' diyen Davis, henüz 2. maçındayken rakiplerine gözdağı vermeyi başardı. Play-off potasında kritik bir öneme sahip olan ve uzatmalara taşınan Edremit karşılaşmasında attığı 27 sayıyla Türk Telekom'a derin bir nefes aldırmayı başaran Davis, başkent ekibi ile play-offlara bir adım daha yaklaşmıştı.
Sezonu play-off potasında tamamlayan Türk Telekom, o sezon Beşiktaş ile eşleşti. Serinin ilk maçında 4 sayıda kalan Ricky Davis, başkent ekibi adına hayal kırıklığı yaşatan ilk performansına imza atarken Türk Telekom'un 100-90'lık galibiyeti bu etkisiz oyunu gölgeledi.
Serinin 2. maçında işler tam tersine döndü. Bu defa Davis, 22 sayı ile yıldızlaşırken Türk Telekom parkeden 76-80 mağlup ayrılan taraf oldu. Serinin son maçında da Birleşik Amerikalı yıldızın 16 sayısı takımına yetmezken başkent ekibi sezonu noktaladı. Telekom forması altında 13 maçta forma giyen Ricy Davis 14.5 sayı, 4 ribaund ve 3.5 asist ortalamaları yakaladı.
Davis kısa bir sezonda başardığı işlerle Türk Telekom camiasında 'simge isimler' bölümüne adını yazdırabilecekken genel problemi olan aidiyet yeniden kendini gösterdi. Gittiği hiçbir yerde tam anlamıyla adanmışlık sergileyemeyen Davis, yarım sezonluk Türk Telekom macerasının ardından damaklarda güzel bir tat, hevesleri ise yarım bırakarak kendi yolunu çizdi.
RICKY DAVIS
Doğum yeri: Las Vegas/ABD
Doğum tarihi: 23 Eylül 1979
Ülkesi: ABD
Boy: 2.01 metre
Pozisyon: Kısa forvet - Şutör gard
KARİYER
Charlotte Hornets 1998–2000
Miami Heat 2000–2001
Cleveland Cavaliers 2001–2003
Boston Celtics 2003–2006
Minnesota Timberwolves2006–2007
Miami Heat 2007–2008
Los Angeles Clippers 2008–2010
Türk Telekom 2010
Jiangsu Dragons 2010
Chorale Roanne 2011
Maine Red Claws 2011–2012
Piratas de Quebradillas 2012
Erie BayHawks 2013–2014
NBA’DEN OKEY MASASINA
SAM YOUNG
"Memphis Grizzlies'ta yıldızı parlayan ve yolu daha sonra Uşak'tan geçen Young’ın hafızalara kazınan olayı, okey masasında kulüp başkanının yanında oturduğu fotoğraf olmuştu! ABD'li yıldız hafızalarda bu kare ile kaldı..."
2000'li yılların sonunda, NBA’de Memphis Grizzlies’in ufaktan ufaktan bir yükselişi vardı. Zach Randolph, Marc Gasol gibi isimlerin yanında Sam Young ismi de duyulmaya başlamıştı. Çaylak döneminde 80 maça çıkıp (sadece 1 kez ilk 5 başlamıştı) 7.4 sayı ve 2.5 ribaund gibi, konumuna göre hiç de fena olmayan bir performans ortaya koymuştu.
2. tur seçimi için güzel işler… Ama NCAA’de Pittsburgh Üniversitesi ile son 2 yılındaki çıkışını düşününce -üçüncü sezonunda sayı ortalamasını 7.2’den 18.1’e çıkarmış ve Big East’te en çok gelişme kaydeden oyuncu seçilmişti- NBA’de iyi bir görev oyuncusu olacağının en büyük kanıtıydı. Zaman zaman da öne çıktığı anlar oluyordu Grizzlies’te.
2010-2011 sezonu da, Young’ın normal sezonda çıktığı 78 maçta 46 kez ilk 5 başlaması ve 7.3 sayı kaydetmesi de, bende bu adamın ortalama ama uzun süre NBA’de oynayacak biri algısını oluşturmuştu. Ancak hiçbir şey tahmin ettiğimiz gibi olmadı. Hem de kimsenin aklına gelmeyecek şekilde…
Sam Young ile ilgili NBA’de en son hatırladığım şey, Indiana Pacers’ta oynarken, Miami Heat karşısında Doğu Konferansı Finali’nin 2 maçında LeBron James’e kafa tutma çabaları ve King ile sözlü münakaşasıydı. 2013 yılından sonra Young, dünya gezgini bir basketbolcu olarak kariyerine devam etti ve ediyor.
NBA’i takip eden birçok Türk basketbol sever bu ismi 2 yıl sonra flaş bir transfer ile tekrardan duyacaktı. NBA’de ismini duyurmuş bir oyuncunun Türkiye’ye gelişi her zaman heyecanlandırır ve mutlu eder. Şaşırtır da… Gittiği takım da şaşkınlık seviyesini daha da arttırabilir; Sam Young’da durum tam da böyle oldu.
Young, iyice gezgin olmaya başladığı 2015 yılında, kimsenin aklına gelmeyecek bir takımla anlaşır. O takım Muratbey Uşak Sportif’tir. İstanbul, Ankara veya İzmir gibi büyük bir kentin takımında değil, Ege Bölgesi’nin en düşük nüfuslu ili Uşak’ta oynayacak olması da, ayrı bir şaşırtır.
Sam Young, Muratbey Uşak formasıyla Basketbol Süper Ligi’nde (O dönemki adı Türkiye Basketbol Ligi) sadece 5 maçta oynadı. Chris Warren’ın yerine transfer edilen Young, 14.4 sayı ve 4.6 ribaund ortalamalarıyla mücadele ederken, Aşigolar’ın sancılı bir şekilde geçirdiği o sezon sonunda ligde kalmasını sağlamıştı.
Ama Young’ın hafızalara kazınan olayı, basketbolu değildi. Uşak taraftarlarının takıldığı Mekan 64 adlı oyun salonunda (Oyun salonu deyince aklınıza atari, playstation vs. gelmesin; mahalle kahvehanesi tarzında bir yer) okey masasında kulüp başkanının yanında oturduğu fotoğraf olmuştu. Bu fotoğrafın sosyal medyada paylaşılması, sadece basketbol severlerin değil, birçok kişinin dikkatini çekmişti. “NBA’den geldi, okeye yancı oldu” başlıklı haberler, Twitter ve
Instagram’da dolaşan birçok mizahi paylaşımlar, caps'lere de malzeme oldu.
1986-1987 sezonunda Beslenspor’un ABD’li oyuncuları Anthony Lee ve James Griffin’in, Gaziantep yöresel kıyafetlerini giyip fotoğraf çekilmeleri ve Joey Dorsey’in Gaziantep’te ocakbaşına geçip kebap pişirmesinin yanına bir başka yabancı basketbolcunun yurdum insanı olduğunu gördük.
Bu tarz şeyler her zaman samimi ve sıcak gelir; “Başka ülkede yaşayamam” dedirtir. Daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri, Filipinler, Lübnan gibi ülkelerde de oynayan ve Lübnan vatandaşı olup Lübnan Milli Takımı’nın da formasını giyen Sam Young, hafızalarımızda hep okey masasında yancı olan NBA oyuncusu olarak kalacak.
JOEY DORSEY
Doğum tarihi: 1 Haziran 1985
Ülkesi: ABD/Lübnan
Boy: 2.03 metre
Pozisyon: Kısa forvet / Şutör Gard
KARİYER
Memphis Grizzlies 2009-2012
Philadelphia 76ers 2012
Indiana Pacers 2012-2013, 2014
Sydney Kings 2013
Cleveland Cavaliers 2013-2014
Oklahoma City Thunder 2014
JuveCastera 2014
Halcones de Xalapa 2015
Muratbey Uşak Sportif 2015
Al Ahli Dubai 2015-2017, 2019-
Vaqueros de Bayamon 2015
Caneros del Este 2015
San Sebastian 2015
Guizhou Senhang 2016
Champville 2016
Homenetmen Beyrut 2017-2018
Al Naser 2018-2019
MUCİZE
WILL BYNUM
"NBA’den çıkıp Avrupa’ya, Avrupa’dan çıkıp Türkiye sınırlarına gelen yıldızlar içinde tabii ki ilk sırada değil Will Bynum. Hikâye de zaten burada başlıyor. Enteresan bir Giresun mesaisi, Tel Aviv’de hapse girmek, EuroLeague’in sayı krallığından alt seviyelere çöküş fakat her şeye rağmen oyundan zevk almak."
Will’in kariyeri pek çok Chicago sakinine tanıdık gelebilir. Yoksul bir aile, kötü sokaklar, yokluğun ve madde bağımlılığının etrafında dönen bir hayat. Gittiği her takımdaki arkadaşlarıyla basketbol adına etkili işler çıkarabilen oyuncu, oynadığı her dakikanın keyfini çıkarmayı küçük yaşlarda öğrendi.
Yaşadığı ev, bir proje için yerel yöneticiler tarafından yıkılmak istendi ve 8 kardeşli aile birden kapı dışarı edildi. Ailenin en küçüğü olarak mucize sıfatıyla doğdu. O dönem böbrek kanseri olan annesinin Will’i sağlıklı bir şekilde dünyaya getireceği beklenmiyordu bile. Ancak Will, ilk pes etmeme hikayesini anne karnında göstererek herkesi şaşırttı.
Çıkış yolunu basketbolda bulan Will, sokakta sergilediği yeteneği Crane Lisesi’ne taşırken kanındanmış gibi sevdiği bir diğer NBA yıldızı Tony Allen’ın da hayatını kurtardı. İkili birlikte neredeyse her gün basketbol oynuyordu ve Tony’nin Crane’i seçmesinde büyük pay Will’e düştü. Yol arkadaşını ikna etti, birlikte eşsiz bir maceraya yelken açtılar. Tabii ki o günlerde Tony, ligin iyi savunmacılarından birisi olmayı aklından geçirmiyordu.
Will de bir gün 3 maçlığına da olsa Türkiye için bilet bakmayı düşünmemişti. Çalışmanın önemini de o günler için “Yapmamız gereken buydu” diyerek hatırlıyor Will.
NBA’de 2005 yılında yapılan drafta girdi fakat seçilmedi. Ardından kariyerinde yeni planlar yapmak isteyen, sürekli çalışmasını sürdüren Will Bynum, çareyi okyanusun karşısına geçerek buldu. Yer ise İsrail’di. Kimilerinin aklına gelen ilk kelimeler savaş, kaos ve terör olsa da Will, Avrupa’nın aradığı bireysel yeteneği üst seviye olan oyunculardan biriydi.
Çoğu kişi gitmemesini önerdi fakat “En sevdiğim özelliklerimden birisi de kimseyi dinlememek” diyen ve kariyerini şekle sokmak isteyen Bynum’un yeni durağı 2008’de EuroLeague finali oynayıp sayı krallığı dahi kazandığı bir organizasyondu. O da şimdi düşününce, o günlerin sadece olumlu taraflarını hatırlıyor.
Öyle ki babasını kanserden kaybeden, annesinin ise kanserle savaş verdiği Will, sigara içmiyor. Bu durum karşısında bunaldığı bir barda nefes almak için dışarı çıkmışken bir grubun arabasını çevrelediğini görüyor. Sonrasında ise olaylar gelişiyor, suçlanıp hapse giriyor. 4 gün hapis yatan yıldız basketbolcu, suçlu olmadığını ve hiçbir şey yapmadığını sürekli dile getirse de Tel Aviv’i her zaman güzel plajları ve yaşadığı başarılarla hatırlamakta.
Türkiye’de son dönemde kapatılan ya da faaliyetlerine son veren takımlar içerisinde ciddi bir taraftar kitlesine sahip bir oluşumdu Giresun. Sponsorluk destekleriyle birlikte iyi reklam çalışmaları, küçük salonu tamamen dolduruyordu. Ancak globalleşen ekonomiye karşı küçük hesaplar yetersiz kaldı. Will Bynum’un Türkiye’de daha çok sevilen bir karakter olmasına da belki bu engel oldu.
Giresun’a gelişi büyük bir olaydı zaten. Oynadığı 3 maçta basketbolseverlere kendini hayran bıraktı. Ancak yaşanan ekonomik sorunlardan o da etkilendi. Nitekim, aldığı kararı kimseye sormadan uygulayan Will; Uşak Sportif, Beşiktaş ve Sakarya maçlarının ardından havaalanında aracının anahtarını paspasın üzerine bıraktı ve sessiz sedasız şehre veda etti.
Akıllarda ise Uşak maçında ayağa takılıp yere düşünce hakemden mola istemesi kaldı. Mucize çocuğun Giresun’a mucize transferi de sonlanmış oldu.
WILL BYNUM
Doğum tarihi: 4 Ocak 1983
Ülkesi: ABD
Boy: 1.83 metre
Pozisyon: Oyun kurucu
KARİYER
Maccabi Tel Aviv 2006-08
Detroit Pistons 2008-14
Guangdong 2014-15
Washington Wizards 2015
Guagdong 2015-16
Windy City Bulls 2016-17
Yeşilgiresun Belediye 2018
YORUMLAR